Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.


فَتَنَادَوا مُصْبِحِينَ ﴿٢١﴾


KALEM SURESİ 21. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe tenâdev musbihîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe sonra, nihayet
tenâdev birbirlerine nida ettiler, seslendiler
musbihîne sabah olunca

Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.

KALEM SURESİ 21. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.

Diyanet İşleri

Sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sabah olurken birbirlerine seslendiler.

Adem Uğur

Sabah olurken (kalktıklarında) birbirlerine seslendiler:

Ahmed Hulusi

Sabah olmak üzereyken birbirlerine seslendiler.

Ahmet Tekin

Sabahleyin birbirlerine seslendiler.

Ahmet Varol

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Ali Bulaç

Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Ali Fikri Yavuz

(21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.

Bekir Sadak

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Celal Yıldırım

(21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.

Diyanet İşleri (eski)

(21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.

Diyanet Vakfi

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Edip Yüksel

Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler

Elmalılı Hamdi Yazır

Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Sabahleyin birbirlerine seslendiler.

Seyyid Kutub

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Gültekin Onan

İşte sabaha karşı birbirlerini çağırdılar.

Hasan Basri Çantay

(21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: 'Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!' diye birbirlerine seslendiler.

Hayrat Neşriyat

Sabah erken birbirlerine seslendiler;

İbni Kesir

Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler:

Muhammed Esed

(20-21) Artık o bostan yanarak simsiyah kesilmiş gibi bir hale dönüverdi. Derken sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Sabah olurken birbirine seslendiler:

Ömer Öngüt

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Şaban Piriş

(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"

Suat Yıldırım

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Süleyman Ateş

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Tefhim-ul Kuran

Sabah olduğunda seslendiler:

Ümit Şimşek

Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:

Yaşar Nuri Öztürk

Bahçe sahipleri sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.

Abdullah Parlıyan

(21-22) Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer ürünlerinizi devşirecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!”

Bayraktar Bayraklı

(21-22) Sabah vakti birbirlerine: “Haydi! Devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!” diye sesleniyorlardı.

Cemal Külünkoğlu

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Kadri Çelik

Sabahleyin, olupbitenden habersiz birbirlerine seslendiler:

Ali Ünal

Nihayet sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Harun Yıldırım

Derken, sabahın köründe birbirlerine seslendiler.

Mustafa İslamoğlu

Nihayet, sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Sadık Türkmen

Sabah erkence birbirlerine seslendiler.

İlyas Yorulmaz

Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.

İmam İskender Ali Mihr