KAMER SURESİ 35. Ayeti
Ay Suresi, adını ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almıştır.
نِعْمَةً مِّنْ عِندِنَا كَذَلِكَ نَجْزِي مَن شَكَرَ ﴿٣٥﴾
KAMER SURESİ 35. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ni'meten | bir ni'met olarak |
min indi-nâ | katımızdan |
kezâlike | işte böyle |
neczî | cezalandırırız (karşılığını veririz), mükâfatlandırırız |
men şekere | şükreden kimseyi |
Katımızdan bir ni’met olarak, şükreden kimseyi işte Biz, böyle mükâfatlandırırız.
KAMER SURESİ 35. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri
Katımızdan bir nîmet olarak; işte böyle mükâfatlandırırız şükredeni.
Abdulbaki Gölpınarlı
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Adem Uğur
İndîmizden bir nimet olmak üzere. . . Şükredeni işte böyle cezalandırırız!
Ahmed Hulusi
Tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık. Şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Tekin
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Ahmet Varol
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Ali Bulaç
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.
Ali Fikri Yavuz
(34-35) Biz de uzerlerine tas yagdiran bir ruzgar gonderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarini, katimizdan bir nimet olarak seher vakti kurtardik. sukredene iste boyle mukafat veririz.
Bekir Sadak
(34-35) Bunun için biz, üzerlerine taş (yağmuru yağdıran bir kasırga) gönderdik; ancak Lût ailesini katımızdan bir nîmet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredeni biz böyle mükâfatlandırırız.
Celal Yıldırım
(34-35) Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
Diyanet İşleri (eski)
(34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet Vakfi
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
Edip Yüksel
Tarafımızdan bir ni'met olarak, işte şükredeni böyle karşılarız
Elmalılı Hamdi Yazır
Tarafımızdan bir nimet olarak! İşte şükredeni böyle karşılarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Tarafımızdan sunulmuş bir nimet olarak. Biz şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Seyyid Kutub
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Gültekin Onan
Tarafımızdan bir ni'met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Hasan Basri Çantay
(34-35) Şübhesiz ki biz, onların üzerine (taş yağdıran) bir kasırga gönderdik; ancak Lût âilesi müstesnâ. Tarafımızdan bir ni'met olarak onları (karısı hâriç) bir seher vaktinde kurtardık. İşte şükreden(ler)i böyle mükâfâtlandırırız!
Hayrat Neşriyat
Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız.
İbni Kesir
katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Muhammed Esed
Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.
Ömer Nasuhi Bilmen
Katımızdan bir rahmet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Ömer Öngüt
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Şaban Piriş
(34-35) Biz de Lût’un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Suat Yıldırım
Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükâfâtlandırırız.
Süleyman Ateş
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Tefhim-ul Kuran
Bu ise katımızdan bir nimet idi. Şükredeni Biz böyle ödüllendiririz.
Ümit Şimşek
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
Yaşar Nuri Öztürk
katımızdan bir nimet olarak. İşte biz şükredenleri böyle mükafatlandırırız.
Abdullah Parlıyan
(34-35) Lût ailesi hariç, biz de onların üzerine taş yağdırdık. Katımızdan bir nimet olarak, Lût ailesini seher vakti kurtardık. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Bayraktar Bayraklı
(34-35) Biz de hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût'un ailesini (iki kızını) katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Cemal Külünkoğlu
Tarafımızdan bir nimet olarak (kurtardık). İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Kadri Çelik
Tarafımızdan bir nimet olarak. Kim şükrederse, onu işte böyle kurtarırız.
Ali Ünal
Tarafımızdan bir nimet olmak üzere. İşte biz, şükredenleri böyle mükafatlandırırız.
Harun Yıldırım
katımızdan bir nimet olarak: şükredenleri Biz işte böyle ödüllendiririz.
Mustafa İslamoğlu
Katımızdan bir nimet olarak, şükreden kimseyi işte böyle mükâfatlandırırız.
Sadık Türkmen
Bu bizden bir lütuftu. İşte biz, şükredenleri böyle mükafaatlandırırız.
İlyas Yorulmaz
Katımızdan bir ni’met olarak, şükreden kimseyi işte Biz, böyle mükâfatlandırırız.
İmam İskender Ali Mihr