Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


لَّكِنِ الرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَالْمُقِيمِينَ الصَّلاَةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أُوْلَئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا ﴿١٦٢﴾


NİSÂ SURESİ 162. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâkin er râsihûne fî el ilmi min-hum ve el mu'minûne yu'minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kabli-ke ve el mukîmîne es salâte ve el mu'tûne ez zekâte ve el mu'minûne bi allâhi ve el yevmi el âhiri ulâike se nu'tî-him ecran azîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâkin lakin, fakat
er râsihûne râsihunlar, bir konuda derinleşmiş olanlar
fî el ilmi ilimde
min-hum onlardan
ve el mu'minûne ve mü'minler, îmân edenler
yu'minûne îmân ederler
bi mâ şeye
unzile indirilen
ileyke sana
ve mâ ve şey
unzile indirildi
min kabli-ke senden önce
ve el mukîmîne ve ikame edenler, yerine getirenler
es salâte namaz
ve el mu'tûne ve verenler
ez zekâte zekât
ve el mu'minûne ve mü'minler, îmân edenler
bi allâhi Allah'a
ve el yevmi el âhiri ve son gün, kıyâmet günü
ulâike işte onlar
se nu'tî-him ileride, yakında onlara vereceğiz
ecran ecir, mükâfat
azîmen azim, büyük, çok büyük

Fakat, onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ve namazı ikame edenler, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlara “büyük ecir” vereceğiz.

NİSÂ SURESİ 162. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

Diyanet İşleri

Fakat onlardan bilgide ileri olanlar ve inananlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de ve namaz kılanlardır, zekât verenlerdir, Allah'a ve âhiret gününe inananlardır onlar ve biz onlara büyük bir ecir vereceğiz.

Abdulbaki Gölpınarlı

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.

Adem Uğur

İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ile iman edenler, senden önce inzâl olanla birlikte sana inzâl olana da iman ederler. Salâtı ikame eden ve zekâtı veren; "B" harfindeki anlam kapsamınca Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenlere gelince. . . Onlara aziym bir mükâfat vereceğiz.

Ahmed Hulusi

Ama içlerinden ilimde yüksek payeye erenler, ehl-i tevhid olanlar sana indirilene, Kurân’a, senden önce indirilenlere, diğer kutsal kitaplara iman ederler. Onlar namazı âdâbına riayet ederek aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük mükâfat vereceğiz.

Ahmet Tekin

Ancak onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. (Onlar) namazı kılan, zekatı veren, Allah'a ve ahiret gününe inananlardır. İşte onlara büyük bir ecir vereceğiz.

Ahmet Varol

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

Ali Bulaç

Fakat içlerinden ilimde kökleşenlerle müminler, senden önce, indirilenle beraber sana indirilene de iman ederler. Bunlar, namazı erkânı ile kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve âhiret günene inananlardır. İşte bunlara çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

Ali Fikri Yavuz

Fakat onlardan ilimde derinlesmis olanlara, sana indirilen Kitap'a ve senden once indirlen Kitap'a inanan muminlere, namaz kilanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gunune inananlara, elbette buyuk ecir verecegiz. *

Bekir Sadak

Ama onlardan ilimde kök salıp derinleşenler, sana indirilene de, senden önce indirilene de inanan, namazı kılan, zekâtı veren, Allah'a ve Âhiret gününe imân eden mü'minlere gelince: İşte onlara büyük bir ecir (karşılık ve mükâfat) vereceğiz.

Celal Yıldırım

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilen Kitap'a ve senden önce indirilen Kitap'a inanan müminlere, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara, elbette büyük ecir vereceğiz.

Diyanet İşleri (eski)

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.

Diyanet Vakfi

Ancak aralarındaki derin ilim sahipleri ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e inanır. Namazı gözetir, zekatı verir, ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar; bunlara büyük bir ödül vereceğiz.

Edip Yüksel

Lâkin içlerinden ilimde rüsûhu olanlarla mü'minler senden evvel indirilenle beraber sana indirilene de iyman ediyorlar, hele o namaza devam eden kullarıma bak, onlar ve zekât verenler, Allaha ve Âhıret gününe inanan bütün mü'minler işte hep bunlara yarın azîm bir ecir vereceğiz

Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve inananlar, senden önce indirilenle birlikte sana indirilene de iman ediyorlar. Özellikle namaza devam edenlerle zekat verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar yok mu, işte onlara yarın büyük bir mükafat vereceğiz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazı kılan, zekatı veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük bir mükafat vereceğiz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Fakat onlardan bilim alanında derinleşenlere, hem sana ve hem de senden öncekilere indirilen kitaba inanan müminlere, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara büyük bir mükafat vereceğiz.

Seyyid Kutub

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile inançlılar, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Tanrı'ya ve ahiret gününe inançlı olanlar; işte bunlar, biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

Gültekin Onan

Şu kadar ki onlardan ilimde yüksek payeye erenlerle mü'minler, (gerek) sana indirilen (Kur'an-ı Kerîm) e, (gerek) senden evvel indirilen (kitab) lara îman ederler. (Onlar) namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allaha ve âhiret gününe inananlardır. İşte onlar (böyle) Biz onlara çok büyük bir ecir vereceğiz.

Hasan Basri Çantay

Fakat onlardan (îmân ederek) ilimde râsih (derinleşmiş) olanlar ve mü’minler, sana indirilene (Kur’ân’a) ve senden önce indirilen (diğer kitab)lara îmân ederler. Ve(onlar) namazı hakkıyla edâ edenler, zekâtı verenler, Allah’a ve âhiret gününe îmân edenlerdir. İşte onlar var ya, kendilerine (pek) büyük bir mükâfât vereceğiz!

Hayrat Neşriyat

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler; sana indirilen kitaba ve senden önce indirilmiş olanlara inanırlar. Namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah ve ahiret gününe inannalara elbette büyük bir mükafat vereceğiz.

İbni Kesir

İçlerinden bilgide derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman edenlere, (özellikle) namazlarında dikkatli ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden harcayanlara, Allaha ve Ahiret Gününe inananlara gelince; işte Biz, bunlara büyük bir mükafat bahşedeceğiz.

Muhammed Esed

Fakat onlardan ilimde mütehassıs olanlar ve mü'min olanlar sana indirilmiş olana ve senden evvel indirilmiş olana inanırlar, ve namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenler, ve Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân edenler var ya, işte onlara elbette azim bir mükâfaat vereceğizdir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Fakat içlerinde ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte biz onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

Ömer Öngüt

Fakat onlardan ilimde derinleşip sana indirilene, senden önce indirilenlere iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekat veren müminlere, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olanlara işte onlara, çok büyük bir mükafat vereceğiz.

Şaban Piriş

Fakat onlardan geniş ilmi olanlar ile müminler, hem sana indirilen Kur’ân’a, hem de senden önce indirilen kitaplara iman ederler. O namaz kılanlar, zekât verenler, Allah’a ve âhirete hakkıyla iman edenler var ya, işte onlara yarın büyük mükâfat vereceğiz.

Suat Yıldırım

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indiriline ve senden önce indirilene inanırlar. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve âhiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfât vereceğiz!

Süleyman Ateş

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlar, Biz onlara büyük bir ecir vereceğiz.

Tefhim-ul Kuran

Onlardan ilimde derinlik sahibi olanlar ile sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden mü'minlere, namazlarını dosdoğru kılanlara, zekâtlarını verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere gelince, Biz onlara pek büyük bir ödül vereceğiz.

Ümit Şimşek

Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz.

Yaşar Nuri Öztürk

İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana, iman edenlere, özellikle namazlarında dikkatli ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden zekatlarını verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara gelince, işte bunlara pek yakında büyük bir mükafat vereceğiz.

Abdullah Parlıyan

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve âhiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük ödül vereceğiz.

Bayraktar Bayraklı

Fakat onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara yarın büyük bir mükâfat vereceğiz.

Cemal Külünkoğlu

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden müminlere, namaz kılanlara, zekât verenlere ve Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere, elbette büyük ecir vereceğiz.

Kadri Çelik

Fakat onların içinde ilimde derinleşip kökleşmiş olanlar ve gerçek manâda mü’min bulunanlar da (vardır ki, diğerleri gibi senden kendilerine gökten kitap indirmeni istemezler. Onlar,) sana indirilen (Kur’ân)’a ve senden önce indirilen (Tevrat, İncil ve diğer Kitaplar)a iman ederler; namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılanlardır onlar; ayrıca zekâtı tastamam verenler ve Allah’a ve Âhiret Günü’ne içten iman edenlerdir: onlardır ki, kendilerine çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

Ali Ünal

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler sana indirilene de senden önce indirilenlere de iman ederler. Özellikle namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olanlardır. İşte onlar ki kendilerine çok büyük bir ecir vereceğiz.

Harun Yıldırım

Lakin içlerinde ilimde derinleşmiş olanlara, sana ve senden önce indirilene iman edenlere, özellikle de namazı istikamet üzre diriltenlere, zekatı gönülden gelerek verenlere, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inananlara; işte bunlara, zamanı gelince muazzam bir ödül bahşedeceğiz.

Mustafa İslamoğlu

Fakat onlardan, (Museviler’den) ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir ödül vereceğiz.

Sadık Türkmen

Lakin, onlardan doğru bilgi seviyesine erişmiş olanlar, sana ve senden önce indirilmiş kitaplara inananlar, namazı kılanlar, zekatı verenler ve Allah'a ve ahiret gününe inananlar var. İşte onlara büyük mükafaatlar vereceğiz.

İlyas Yorulmaz

Fakat, onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ve namazı ikame edenler, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlara “büyük ecir” vereceğiz.

İmam İskender Ali Mihr