Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.


فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَا مُوسَى ﴿١١﴾


TÂHÂ SURESİ 11. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lemmâ etâ-hâ nûdiye yâ mûsâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe lemmâ böylece, olduğu zaman
etâ-hâ oraya geldi
nûdiye nida olundu
yâ mûsâ ey Musa

Böylece oraya (ateşin (nurun) yanına) geldiği zaman “Ya Musa!” diye nida olundu.

TÂHÂ SURESİ 11. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ!”

Diyanet İşleri

Ateşe doğru gidince ona seslenildi: Ey Mûsâ.

Abdulbaki Gölpınarlı

Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:

Adem Uğur

Ona (ateşe) yaklaştığında: "Yâ Musa" diye sesleniş algıladı.

Ahmed Hulusi

Ateşin yanına vardığı zaman:
'Ey Mûsâ!' diye seslenildi.

Ahmet Tekin

Onun yanına gelince: 'Ey Musa!' diye seslenildi.

Ahmet Varol

Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa."

Ali Bulaç

Ateşe vardığı zaman, şöyle çağrıldı: “Ey Musa!

Ali Fikri Yavuz

Musa atesin yanina gelince: «Ey Musa!» diye seslenildi:

Bekir Sadak

(11-12) Musâ ateşe varınca, «Ey Musâ !» diye seslenildi: «Şüphesiz ki ben senin Rabbinim; ayakkaplarını çıkar, çünkü sen gerçekten kutsal vadi Tûr'da bulunuyorsun.

Celal Yıldırım

Musa ateşin yanına gelince: 'Ey Musa!' diye seslenildi:

Diyanet İşleri (eski)

Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:

Diyanet Vakfi

Oraya varınca, 'Ey Musa!,' diye seslenildi.

Edip Yüksel

Vaktâki ona vardı kendine şöyle nidâ olundu

Elmalılı Hamdi Yazır

Ona vardığı zaman, kendisine şöyle seslenildi: «Ey Musa!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: «Ey Musa!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ateşin yanına gelince kendisine şöyle seslenildi; «Ey Musa!»

Seyyid Kutub

Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa."

Gültekin Onan

İşte (Musa) ona gidince kendisine (şöyle) nida olundu: «Ey Musa».

Hasan Basri Çantay

Nihâyet ona gelince kendisine: 'Ey Mûsâ!' diye seslenildi.

Hayrat Neşriyat

Ateşin yanına gelince; kendisine: Ey Musa, diye seslenildi.

İbni Kesir

Fakat ateşe yaklaşınca bir ses ona "Ey Musa!" diye seslendi,

Muhammed Esed

Vaktâ ki, ateşin yanına geldi. «Ya Mûsa!» diye nidâ olundu.

Ömer Nasuhi Bilmen

Oraya vardığında: “Ey Musa!” diye nidâ edildi.

Ömer Öngüt

Ateşin yanına geldiği zaman: -Ey Musa! diye seslenildi.

Şaban Piriş

Ateşin yanına varınca birden: "Mûsâ!" diye nida edildi.

Suat Yıldırım

(Mûsâ), o(ateşin yanı)na gelince kendisine "Ey Mûsâ!" diye seslenildi.

Süleyman Ateş

Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: «Ey Musa.»

Tefhim-ul Kuran

Ateşin yanına geldiğinde, 'Ey Musa!' diye seslenildi.

Ümit Şimşek

Onun yanına geldiğinde kendisine "Mûsa!" diye seslenildi.

Yaşar Nuri Öztürk

Fakat ateşe yaklaşınca, bir ses O'na: “Ey Musa!” diye seslendi.

Abdullah Parlıyan

Mûsâ ateşin yanına gelince, “Ey Mûsâ!” diye seslenildi.

Bayraktar Bayraklı

(11-12) Musa ateşin yanına varınca, ona (şöyle) seslenildi: “Ey Musa! Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuva'dasın.”

Cemal Külünkoğlu

Nitekim ona gidince, “Ey Musa!” diye kendisine seslenildi.

Kadri Çelik

Ateşin yanına varınca kendisine seslenildiğini işitti: “Ey Musa,” (diyordu ses):

Ali Ünal

Oraya vardığında kendisine: Ey Musa! diye seslenildi:

Harun Yıldırım

Fakat ateşe yaklaşınca ona (gaipten) "Ey Musa!" diye seslenildi;

Mustafa İslamoğlu

O, ateşin yanına geldiği zaman; “Ey Musa!” diye seslenildi:

Sadık Türkmen

Musa ateşin yanına gelince “Ya Musa!” diye seslenildi.

İlyas Yorulmaz

Böylece oraya (ateşin (nurun) yanına) geldiği zaman “Ya Musa!” diye nida olundu.

İmam İskender Ali Mihr