ÂLİ İMRÂN SURESİ 119. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
هَاأَنتُمْ أُوْلاء تُحِبُّونَهُمْ وَلاَ يُحِبُّونَكُمْ وَتُؤْمِنُونَ بِالْكِتَابِ كُلِّهِ وَإِذَا لَقُوكُمْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ عَضُّواْ عَلَيْكُمُ الأَنَامِلَ مِنَ الْغَيْظِ قُلْ مُوتُواْ بِغَيْظِكُمْ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿١١٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hâ entum ulâi | işte siz busunuz, böylesiniz |
tuhıbbûne-hum | onları seversiniz |
ve lâ yuhıbbûne-kum | ve onlar sizi sevmezler |
ve tû'minûne | ve siz îmân edersiniz |
bi el kitâbi | kitaba |
kulli-hi | onun tamamına |
ve izâ | ve ...olduğu zaman |
lekû-kum | sizinle karşılaştılar |
kâlû | dediler |
âmennâ | biz îmân ettik |
ve izâ halev | ve yalnız kaldıkları zaman |
addû | ısırdılar |
aleykum | size (karşı olan) |
el enâmile | parmak uçları |
min el gayzi | öfkelerinden, kinlerinden |
kul | de, söyle |
mûtû | ölün |
bi gayzi-kum | öfkeniz ile (öfkenizden) |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
alîmun | en iyi bilen |
bi zâti es sudûri | sinelerin sahip olduğu, sinelerde olan |
İşte siz (mü'minler) böylesiniz, siz onları seversiniz ve onlar sizi sevmezler ve siz kitabın tamamına îmân edersiniz. Ve sizinle karşılaşınca “Biz îmân ettik.” dediler, yalnız kaldıkları zaman, size karşı öfkelerinden parmak uçlarını ısırdılar. De ki: “Öfkenizden ölün.” Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 119. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Sizler işte böylesiniz, o kâfirleri seversiniz ama onlar sizi tüm kitaplara inansanız bile sevmeyecekler. Sizinle karşılaştıklarında “Biz de inandık” derler ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizle geberin! Unutmayın Allah insanların kalplerinde ne varsa hepsini bilir.”
Abdullah Parlıyan