ÂLİ İMRÂN SURESİ 156. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ كَفَرُواْ وَقَالُواْ لإِخْوَانِهِمْ إِذَا ضَرَبُواْ فِي الأَرْضِ أَوْ كَانُواْ غُزًّى لَّوْ كَانُواْ عِندَنَا مَا مَاتُواْ وَمَا قُتِلُواْ لِيَجْعَلَ اللّهُ ذَلِكَ حَسْرَةً فِي قُلُوبِهِمْ وَاللّهُ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿١٥٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey |
ellezîne âmenû | âmenû olanlar, îmân edenler |
lâ tekûnû | siz ... olmayın |
ke | gibi |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfirler |
ve kâlû | ve dediler |
li ıhvâni-him | kendi kardeşleri için |
izâ darabû | sefere çıktıkları zaman |
fî el ardı | yeryüzünde |
ev kânû | veya ... oldular |
guzzen | gâzi olanlar (savaşa katılanlar) |
lev kânû | eğer olsaydı |
inde-nâ | bizim yanımızda |
mâ mâtû | ölmezler |
ve mâ kutilû | ve öldürülmezlerdi |
li yec'ale allâhu | Allah, ... kılmak için |
zâlike | bunu |
hasreten | hasret, pişmanlık |
fî kulûbi-him | kalpleri içinde, kalplerinde |
ve allâhu | ve Allah |
yuhyî | diriltir, yaşatır, hayat verir |
ve yumîtu | ve öldürür |
ve allâhu | ve Allah |
bi mâ ta'melûne | yaptığınız şeyleri |
basîrun | en iyi gören |
Ey âmenû olanlar! Siz, yeryüzünde sefere çıkmış veya gâzi olan (savaşa katılan) kardeşleri için "Eğer bizim yanımızda olsaydılar ölmezler ve öldürülmezlerdi." diyen kâfirler gibi olmayın! Allah, bunu onların kalplerinde bir hasret (pişmanlık) kılmak için yaptı. Ve Allah yaşatır ve öldürür. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 156. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Ey iman edenler! Kardeşleri yeryüzünde dolaştığı veya bir savaşta bulundukları zaman, haklarında şöyle söyleyen kâfirler gibi olmayın: “- Bizim yanımızda olsalardı, ölmezler ve öldürülmezlerdi.” Allah onların bu söz ve inançlarını kalblerinde bir keder ve hasret olsun diye bıraktı. Halbuki Allah dilediğini yaşatır, dilediğini de öldürür. Allah, yapmakta olduğunuz şeyleri bilendir.
Ali Fikri Yavuz