Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لِّأُوْلِي الألْبَابِ ﴿١٩٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne fî halkı es semâvâti ve el ardı ve ıhtilâfi el leyli ve en nehâri le âyâtin li ulî el elbâbı
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne muhakkak
fî halkı yaratılışında vardır
es semâvâti semâlar, gökler
ve el ardı ve arz, yeryüzü
ve ıhtilâfi el leyli ve gecenin ihtilaflı, karşılıklı, ardarda olması
ve en nehâri ve gündüz
le âyâtin elbette deliller
li ulî el elbâbı lübb'lerin, sırların sahipleri için

Muhakkak ki, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde, ulûl elbab için elbette âyetler (deliller) vardır.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 190. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır.

Tefhim-ul Kuran