ANKEBÛT SURESİ 29. Ayeti Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ وَتَقْطَعُونَ السَّبِيلَ وَتَأْتُونَ فِي نَادِيكُمُ الْمُنكَرَ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتِنَا بِعَذَابِ اللَّهِ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٢٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e
inne-kum
le te'tûne
er ricâle
ve taktaûne
es sebîle
ve te'tûne
fî nâdî-kum
el munkere
fe
mâ kâne
cevâbe
kavmi-hi
illâ
en kâlû'ti-nâ
bi azâbi allâhi
in kunte
min es sâdikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mi? |
inne-kum | muhakkak siz, gerçekten siz |
le te'tûne | mutlaka geliyorsunuz, geleceksiniz |
er ricâle | erkekler |
ve taktaûne | ve kesiyorsunuz, keseceksiniz |
es sebîle | yol |
ve te'tûne | ve geliyorsunuz |
fî nâdî-kum | toplantılarınızda |
el munkere | kötülük, hayasızlık |
fe | artık, bunun üzerine |
mâ kâne | olmadı |
cevâbe | cevap |
kavmi-hi | onun kavmi |
illâ | ...’den başka |
en kâlû'ti-nâ | "bize getir'' demek |
bi azâbi allâhi | Allah'ın azabı |
in kunte | eğer sen ... isen |
min es sâdikîne | sadıklardan, doğru sözlülerden |
Gerçekten siz erkeklere gelecek, yol kesecek ve toplantılarınızda hayasızlık mı yapacaksınız? Bunun üzerine onun kavminin cevabı: "Eğer sadıklardansan, bize Allah’ın azabını getir." demekten başka bir şey olmadı.
ANKEBÛT SURESİ 29. Ayeti Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali
«(Bu ilâhî ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?» Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: «Doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını getir bize!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)