A'RÂF SURESİ 156. Ayeti Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاء وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ ﴿١٥٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
vektub (ve uktub) | ve yaz |
lenâ | bize |
fî hâzihi ed dunyâ | bu dünyada |
haseneten | hasene, iyilik (derecat kazandıran ameller) |
ve fî el âhırati | ve ahirette |
innâ | gerçekten biz |
hud-nâ | tövbe edip döndük, yöneldik |
ileyke | sana |
kâle | dedi |
azâbî | azabım |
usîbu | isabet ettiririm |
bi-hî | ona |
men eşâu | dilediğim kimseye |
ve rahmetî | ve rahmetim |
vesiat | kapsadı, kuşattı, (geniştir) içine aldı |
kulle şey'in | herşeyi |
fe se ektubu-hâ | böylece onu yazacağım |
li ellezîne | o kimselere |
yettekûne | takva sahibi olurlar |
ve yu'tûne ez zekâte | ve zekâtı verirler |
vellezîne (ve ellezîne) | ve o kimseler ki, onlar ki |
hum | onlar |
bi âyâti-nâ | âyetlerimize |
yu'minûne | iman ederler, inanırlar (mü'minlerdir) |
“Bize bu dünyada ve ahirette (yevm’il âhirde, kıyâmet gününde, hayat gününde) haseneler (güzel ameller, derecat kazandıran ameller) yaz (pozitif derecelerimizi, negatif derecelerimizden daha çok kazandır). Gerçekten biz tövbe edip, Sana döndük.” Allahû Tealâ, şöyle buyurdu: “Azabımı dilediğime isabet ettiririm. Ve rahmetim herşeyi kuşattı. Böylece onu (haseneyi) takva sahiplerine ve zekâtı veren kimselere yazacağım. Ve onlar ki; onlar, âyetlerimize îmân ederler (mü’minlerdir).”
A'RÂF SURESİ 156. Ayeti Ali Ünal Meali
“Bizim için bu dünyada iyilik takdir buyur, Âhiret’te de: her durumda Sana yöneldik, Sen’in yolunu tuttuk biz.” (Hak Tealâ da) şöyle karşılık verdi: “Azabımı kimi dilersem onun başına dolarım: (kimse kendi ameliyle ondan kurtulamaz, ancak rahmetimle muamele etmem müstesna; çünkü) rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Bu bakımdan (dünyada ondan herkes istifade etse de, Âhiret’te) onu ancak takva duygusuyla hareket edenler, mallarını Allah yolunda ve muhtaçlar için harcayanlar ve elbette ki, (nazil olup kendilerine tebliğ edildikçe) âyetlerimizin tamamına ve kendilerine gösterilen mucizelere inananlar için takdir buyurup, onlara nasip edeceğim.”
Ali Ünal