Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


وَلَوْ أَنَّهُمْ آمَنُواْ واتَّقَوْا لَمَثُوبَةٌ مِّنْ عِندِ اللَّه خَيْرٌ لَّوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ ﴿١٠٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev enne-hum âmenû ve ittekav le mesûbetun min indi allâhi hayrun lev kânû ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev ve şâyet, eğer
enne-hum onların olması
âmenû âmenû oldular, îmân ettiler
ve ittekav ve takva sahibi oldular
le mutlaka, elbette
mesûbetun sevap
min indi allâhi Allah'ın katından
hayrun hayırlı
lev kânû eğer olsalardı
ya'lemûne biliyorlar

Eğer onlar âmenû olup (Allah’a ulaşmayı dileyip) ve takva sahibi olsalardı, mutlaka Allah’ın katından (kendilerine verilecek) sevap, elbette daha hayırlı olurdu, keşke bilselerdi.

BAKARA SURESİ 103. Ayeti Ali Ünal Meali

Keşke gerektiği şekilde iman edip, Allah’a içten saygı ve hükümlerine ittiba ile takva dairesine girmiş olsalardı, (şimdi olsun böyle yapsalar!) Bu takdirde, elbette Allah katından kendilerine verilecek sevap ve mükâfat her bakımdan hayırlı olurdu. Keşke bunu idrakle, gerçekten bilen ve anlayan insanlar gibi davransalardı!

Ali Ünal