Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


بَلَى مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَلَهُ أَجْرُهُ عِندَ رَبِّهِ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿١١٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

belâ men esleme veche-hu lillâhi (li allâhi) ve huve muhsinun fe lehu ecru-hu inde rabbi-hi ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
belâ hayır, bilâkis, öyle değil
men kimse, kişi
esleme teslim etti
veche-hu vechini, fizik vücudunu
lillâhi (li allâhi) Allah'a
ve huve ve o
muhsinun muhsin, ahsen olan
fe artık, o zaman
lehu onun
ecru-hu onun karşılığı, ecri, ücreti, mükâfatı
inde rabbi-hi onun Rabbi katında, yanında
ve lâ havfun ve korku yoktur
aleyhim onlara
ve lâ hum yahzenûne ve onlar mahzun olmazlar

Hayır, (öyle değil), kim vechini (fizik vücudunu) Allah’a teslim ederse o, muhsinlerden (olur). Artık onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Onlara (onların üzerine) korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA SURESİ 112. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Hayır, onların dedikleri gibi değil! Her kim, taat ve amelinde muvahhid bir mümin olduğu halde, kendini tamamen Allah’a teslim ederse, onun için, Rabbi katında amelinin mükâfatı olarak Cennet vardır. Onlara hiç bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.

Ali Fikri Yavuz