Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّتِي تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ النَّاسَ وَمَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ السَّمَاء مِن مَّاء فَأَحْيَا بِهِ الأرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخِّرِ بَيْنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ ﴿١٦٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne fî halkı es semâvâti ve el ardı ve ihtilâfi el leyli ve en nehâri ve el fulki elletî tecrî fî el bahri bimâ yenfeu en nâse ve mâ enzele allâhu min es semâi min mâin fe ahyâ bi-hi el arda ba'de mevti-hâ ve besse fî-hâ min kulli dâbbetin ve tasrîfi er riyâhı ve es sehâbi el musahhari beyne es semâi ve el ardı le âyâtin li kavmin ya'kılûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne muhakkak ki
fî halkı yaratılışta
es semâvâti semalar, gökler
ve el ardı ve arz, yeryüzü
ve ihtilâfi ve ihtilâflı (karşılıklı) olması, birbiri ardınca gelmesi
el leyli gece
ve en nehâri ve gündüz
ve el fulki ve gemiler
elletî o ki, ki o
tecrî akar, gider, yüzer
fî el bahri denizde
bimâ dolayısıyla, sebebiyle, ..... yaparak
yenfeu fayda verir
en nâse insanlar
ve mâ ve şeyi
enzele allâhu Allah indirdi
min es semâi semadan, gökten
min mâin sudan, suyu
fe ahyâ bi-hi böylece onunla hayat verdı, diriltti
el arda arz, yeryüzü, toprak
ba'de sonra
mevti-hâ onun ölümü
ve besse ve yaydı
fî-hâ orada
min kulli hepsinden
dâbbetin (yürüyen) hayvanlar
ve tasrîfi ve esmesi
er riyâhı rüzgâr(lar)
ve es sehâbi ve bulutlar
el musahhari emre amade kılınmış olan
beyne arasında
es semâi sema, gökyüzü
ve el ardı ve yeryüzü
le âyâtin elbette âyetler, kanıtlar, deliller
li kavmin bir kavim için
ya'kılûne akıl ederler

Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yarar sağlayarak denizde akıp giden o gemilerde, O’nun (Allah’ın) gökten su indirip böylece onunla, ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde, orada bütün hayvanlardan yaymasında, rüzgârların (değişik yönlerden) esmesinde ve yerle gök arasında musahhar (emre amade) kılınmış bulutlarda, akıl eden kavim için mutlaka âyetler (deliller) vardır.

BAKARA SURESİ 164. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanların faydasına olan şeyleri denizde taşıyıp giden gemilerde, Allâh'ın gökten su indirip onunla ölmüş olan yeri dirilterek üzerine her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için (Allâh'ın varlığına ve birliğine) deliller vardır.

Süleyman Ateş