Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

meselu-hum ke meseli ellezi istevkade nâren fe lemmâ edâet havle-hu zehebe allâhu bi nûri-him ve tereke-hum zulumâtin lâ yubsirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
meselu-hum onların misali, onların durumu
ke gibi
meseli misal, durum
ellezi ki o
istevkade ateş yaktı, tutuşturdu
nâren ateş
fe böylece
lemmâ olduğu zaman
edâet aydınlattı
şey(ler)
havle-hu onun etrafı, çevresi
zehebe giderdi
allâhu Allah
bi ... i
nûri-him onların nuru, nurları, aydınlığı, ışığı
ve ve
tereke-hum ve onları terketti, bıraktı
içine, içinde
zulumâtin zulmet, karanlıklar
lâ yubsirûne onlar görmüyorlar, görmezler,

Onların durumu, ateş yakıp böylece çevresindeki şeyleri aydınlattığı zaman Allah’ın nurlarını giderdiği ve onları karanlıklar içinde bıraktığı kimselerin durumu gibidir. (Artık) onlar göremezler.

BAKARA SURESİ 17. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Münâfıkların hakka davet karşısındaki davranışları, müjde ve uyarı ateşi yakan kimsenin verdiği bilgiye kuşkucu ve kararsız yaklaşan kimselerin haline benziyor. Alevler, Kur’ân âyetleri, peygamberin sünneti, Muhammed’in çevresindeki münafıklara da aydınlık sağlarken, iki yüzlülükleri sebebiyle, Allah onlara hak ve hakikati gösterecek aydınlığı yok ederek, onları şüphe, nifak ve inkâr karanlıklarında bırakıyor. Ne doğruyu, hakkı görebiliyorlar, ne de hayrı şerden ayırt edebiliyorlar.

Ahmet Tekin