BAKARA SURESİ 187. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَاكِفُونَ فِي الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ آيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ ﴿١٨٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
uhılle | helâl kılındı |
lekum | sizin için, size |
leylete | gece |
es sıyâmi | oruç |
er refesu | (cinsel arzu ile ) yaklaşmak |
ilâ nisâi-kum | kadınlarınıza |
hunne | onlar |
libâsun | elbise |
lekum | sizin için |
ve entum | ve siz |
libâsun | elbise |
lehunne | onlar için |
alîme | bildi |
allâhu | Allah |
enne-kum | sizin ..... olduğunuz |
kuntum | oldunuz, idiniz |
tahtânûne | ihanet ediyorsunuz |
enfuse-kum | sizin nefsleriniz, kendiniz |
fe | o zaman, bunun üzerine |
tâbe aley-kum | sizin tövbelerinizi kabul etti |
afâ | affetti |
an-kum | sizden, sizi |
fe | artık, bundan sonra |
elâne | şimdi |
bâşirû-hunne | onlara yaklaşın, onlarla mübaşeret edin |
ve ibtegû | ve isteyin |
mâ ketebe | takdir ettiği, yazdığı, farz kıldığı şeyi |
allâhu | Allah |
lekum | sizin için, size |
ve kulû | ve yeyin |
ve işrabû | ve için |
hattâ | oluncaya kadar |
yetebeyyene | açığa çıkar, belli olur |
lekum | sizin için, size |
el haytu | iplik |
ebyadu | beyaz |
min el haytı | iplikten |
el esvedi | siyah |
min el fecri | fecr (seher) vaktinde |
summe | sonra |
etimmu | tamamlayın |
es sıyâme | oruç |
ilâ el leyli | geceye kadar |
ve lâ tubâşirû-hunne | ve onlarla mübaşeret etmeyin, onlara |
ve entum | ve siz |
âkifûne | itikâfta olanlar (çok ibadet etmek için) |
fî el mesâcidi | mescidlerde, mecsidlerin içinde |
tilke | bu |
hudûdu | hudut, hadler, sınırlar (yasaklar) |
allâhi | Allah |
fe | o zaman, artık |
lâ takrabû-hâ | ona yaklaşmayın |
kezâlike | işte böyle |
yubeyyinu | beyan ediyor, açıklıyor |
allâhu | Allah |
âyâti-hî | kendi âyetleri |
li en nâsi | insanlar için, insanlara |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yettekûne | takva sahibi olurlar |
Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah, sizin nefslerinize ihanet ettiğinizi bildi. Bunun üzerine tövbelerinizi kabul etti ve sizi affetti. Şimdi artık onlara (eşlerinize) yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şeyleri isteyin. Fecr vaktinde beyaz iplik, siyah iplikten tebeyyün edinceye (size belli oluncaya, gündüzün aydınlığı, gecenin karanlığından sıyrılıncaya) kadar yeyin ve için. Sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikâfta iseniz onlarla (kadınlarınızla) mübaşeret etmeyin. Bu Allah’ın hudududur (yasaklarıdır). Artık ona (yasaklara) yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara işte böyle açıklıyor. Umulur ki böylece onlar takva sahibi olurlar.
BAKARA SURESİ 187. Ayeti Ali Ünal Meali
Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, sizin için (sizi bürüyen, günahlardan alıkoyan, dinlendiren ve güzelleştiren) bir elbise (mesabesinde) dir; siz de onlar için aynı şekilde bir elbise (mesabesinde)siniz. Allah, nefsinize emniyet edemeyeceğinizi, (vicdanınızda yasak saydığınız bir davranıştan ötürü) kendi kendinize ihanet etmekte olduğunuzu bildiğinden size merhametle yöneldi ve (oruç geceleri için) yasak koymayarak, sizi muhtemel günahlardan korudu. O gecelerde artık onlarla beşerî münasebette bulunabilir ve Allah’ın sizin için takdir buyurduğu (nesli) arzu ve talep edebilirsiniz; ayrıca, yiyin için, fakat şafağın beyaz ipliğini (gecenin) siyah ipliğinden seçinceye (tan yerinin beyaz bir iplik gibi ağardığını görünceye) kadar. Sonra da, (gelen günde) güneş batıp gece girinceye değin orucu tam tutun. Şu kadar ki, mescitlerde itikafta iken kadınlarla beşerî münasebette bulunmayın. Bunlar, Allah’ın (çizmiş olduğu) sınırlardır, onlara sakın yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlar için böyle apaçık beyan ediyor ki, takva dairesine girip günahtan ve neticesi olan azaptan korunsunlar.
Ali Ünal