BAKARA SURESİ 246. Ayeti İbni Kesir Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الْمَلإِ مِن بَنِي إِسْرَائِيلَ مِن بَعْدِ مُوسَى إِذْ قَالُواْ لِنَبِيٍّ لَّهُمُ ابْعَثْ لَنَا مَلِكًا نُّقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ قَالَ هَلْ عَسَيْتُمْ إِن كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ أَلاَّ تُقَاتِلُواْ قَالُواْ وَمَا لَنَا أَلاَّ نُقَاتِلَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَقَدْ أُخْرِجْنَا مِن دِيَارِنَا وَأَبْنَآئِنَا فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ تَوَلَّوْاْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنْهُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ ﴿٢٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e lem tera ilâ | görmedin mi |
el melei | ileri gelenleri, eşrafı |
min benî isrâîle | İsrailoğulları'ndan |
min ba'di mûsâ | Musa'dan sonra |
iz kâlû | demişlerdi |
li nebiyyin | peygambere |
lehum(u) | onların |
ib'as | beas et, görevli kıl |
lenâ | bizim için, bize |
meliken | melik, hükümdar |
nukâtil | savaşalım |
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) | Allah'ın yolunda |
kâle | dedi |
hel aseytum | sizden umulur mu, sizin |
in kutibe | yazılırsa, farz kılınırsa |
aleykum | sizin üzerinize, size |
el kıtâlu | savaş |
ellâ tukâtilû | savaşmazsınız |
kâlû | dediler |
ve mâ | ve yoktur, olmaz |
lenâ | bizim için |
ellâ nukâtile | savaşmamamız |
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) | Allah'ın yolunda |
ve kad | ve olmuştu |
uhric-nâ | biz çıkarıldık |
min diyâri-nâ | diyarımızdan, yurdumuzdan |
ve ebnâi-nâ | ve oğullarımız |
fe lemmâ | artık, fakat ..... olduğu zaman |
kutibe | yazıldı, farz kılındı |
aleyhim | onların üzerine, onlara |
el kıtâlu | savaş |
tevellev | yüz çevirdiler |
illâ | hariç |
kalîlen | az, pek az |
min-hum | onlardan |
ve allâhu | ve Allah |
alîmun | en iyi bilen |
bi ez zâlimîne | zalimleri, haksızlık edenleri |
Hz. Musa’dan sonra, İsrailoğulları’ndan ileri gelenleri görmedin mi? Kendi peygamberlerine: “Bizim için bir melik beas et (görevlendir) de Allah’ın yolunda savaşalım.” demişlerdi. (O Peygamber de) dedi ki: “Eğer savaş sizin üzerinize yazılırsa (farz kılınırsa) sizin savaşmamanızdan korkulur." (İleri gelenler): “Biz niçin Allah’ın yolunda savaşmayalım? Yurtlarımızdan ve oğullarımız (arasından) çıkarılmıştık.” dediler. Fakat savaş onların üzerine yazılınca (farz kılınınca) onlardan pek azı hariç, hepsi yüz çevirdiler. Ve Allah zâlimleri en iyi bilendir.
BAKARA SURESİ 246. Ayeti İbni Kesir Meali
Musa'dan sonra İsrailoğullarından bir cemaate bakmadın mı? Hani, onlar peygamberlerine bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savaşalım, dediler. Peygamberleri de: Üzerinize savaş farz edilir de ya savaşmazsanız? dedi. Onlar dediler ki: Biz Allah yolunda neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de oğullarımızdan (ayrıldık) . Fakat onların üzerine savaş farz edildiği vakit, içlerinden pek azı müstesna hep geri döndüler. Allah, zalimleri çok iyi bilendir.
İbni Kesir