BAKARA SURESİ 266. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَن تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ لَهُ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَأَصَابَهُ الْكِبَرُ وَلَهُ ذُرِّيَّةٌ ضُعَفَاء فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ ﴿٢٦٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e yeveddu | ister mi, temenni eder mi |
ehadu-kum | sizden biriniz |
en tekûne | olmasını |
lehu | onun |
cennetun | bir bahçe |
min nahîlin | hurmalıktan |
ve a'nâbin | ve üzümler, bağlar |
tecrî | akar |
min tahti-hâ | onun altından |
el enhâru | nehirler |
lehu fî-hâ | orada onun vardır (bulunur) |
min kulli | hepsinden, her türlü |
es-semarâti | ürünler, meyveler |
ve esâbe-hu | ve ona isabet etti |
el kiberu | yaşlılık, ihtiyarlık |
ve lehu | ve onun vardır |
zurriyyetun | zürriyet, çocuklar |
duâfâu | zayıf, güçsüz |
fe esâbe-hâ | sonra da ona isabet etti |
ı'sârun | kasırga |
fî-hi nârun | onun içinde ateş vardır (bulunur) |
fe ıhterakat | böylece yaktı |
kezâlike | işte böyle |
yubeyyinu | beyan ediyor, açıklıyor |
allâhu | Allah |
lekum el âyâti | size âyetleri |
lealle-kum | umulur ki böylece siz |
tetefekkerûne | düşünürsünüz, tefekkür edersiniz |
Sizden biriniz temenni eder mi ki, onun altından nehirler akan hurmalık ve üzümlükten bir bahçesi olsun onun, orada her türlü ürünü (meyvesi) bulunsun ve ona yaşlılık isabet etsin (ihtiyarlasın) ve onun zayıf (güçsüz) çocukları bulunsun. Sonra da ona (bahçeye), içinde ateş bulunan bir kasırga isabet etsin, böylece onu yaksın. Allah size âyetleri, işte böyle beyan ediyor (açıklıyor). Umulur ki böylece siz tefekkür edersiniz.
BAKARA SURESİ 266. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Biriniz arzular mı ki onun bir hurma fidanlığı, bir üzüm bağı olsun, kıyısından ırmaklar aksın, o fidanlıkta, o bağda bütün meyveler yetişsin, kendisi de ihtiyarlığa düşsün, küçük ve âciz dölü-döşü bulunsun da tam bu çağda fidanlığına, bağına, yakıp kavurucu bir sam yeli gelip çatsın, bahçe ve bağ, yanıp mahvolsun? İşte Allah, düşünürsünüz diye size delillerini böyle açıklar.
Abdulbaki Gölpınarlı