BAKARA SURESİ 267. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَنفِقُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّا أَخْرَجْنَا لَكُم مِّنَ الأَرْضِ وَلاَ تَيَمَّمُواْ الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنفِقُونَ وَلَسْتُم بِآخِذِيهِ إِلاَّ أَن تُغْمِضُواْ فِيهِ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ ﴿٢٦٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey |
ellezine | o kimseler, onlar |
âmenû | âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler |
enfikû | infâk edin, verin |
min tayyibâti | temiz olanlardan, iyilerinden |
mâ kesebtum | kazandığınız şeyler |
ve mimmâ (min mâ) | ve şeylerden |
ahracnâ | biz çıkardık |
lekum | sizin için |
min el ardı | arzdan, yerden |
ve lâ teyemmemû | ve yönelmeyin, kalkışmayın |
el habîse | kötü, fena, kalitesiz |
min-hu | ondan |
tunfikûne | infâk ediyorsunuz, veriyorsunuz |
ve lestum | ve siz değilsiniz |
bi âhızî-hi | onu alacak olan |
illâ en tugmidû | ancak göz yummadan, güzü kapalı |
ve a'lemû | ve bilin |
enne allâhe | Allah'ın ..... olduğunu |
ganiyyun | gani, zengin, hiçbir şeye muhtaç olma- |
hamîdun | hamdedilen |
Ey âmenû olanlar! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temizlerinden infâk edin (ihtiyacı olanlara verin). ve sakın onun kötüsünden ve kendiniz için gözü kapalı (gönül rahatlığıyla) alamayacağınız (ucuz ve düşük evsaflı) şeyleri infâk etmeye meyletmeyin (kalkışmayın). Ve Allah’ın, Gani (ve) Hamîd olduğunu bilin!
BAKARA SURESİ 267. Ayeti Ali Ünal Meali
Ey iman edenler! Ürettiğiniz malların, kazancınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyi, temiz ve helâl olanından infak ediniz; göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı ve kötü mallardan vermeye yeltenmeyiniz. Bilin ki Allah, mutlak servet sahibi, (dolayısıyla kullarının infakından) mutlak müstağnîdir; (bütün ihtiyaçlarınızı gideren ve rızkınızı veren Rabbiniz olarak) hakkıyla hamde ve övgüye lâyıktır.
Ali Ünal