BAKARA SURESİ 275. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لاَ يَقُومُونَ إِلاَّ كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَن جَاءهُ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَانتَهَىَ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٢٧٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ellezîne | onlar |
ye'kulûne | yerler |
er ribâ | riba, faiz |
lâ yekûmûne | kalkmazlar |
illâ | ancak, sadece, den başka |
kemâ | gibi |
yekûmu | kalkarlar |
ellezî | ki o, o |
yetehabbetu-hu | ona çarpar, onu hırpalar |
eş şeytânu | şeytan |
min el messi | dokunmasından, çarpmasından (çarpılması) |
zâlike | işte bu |
bi enne-hum | onların ..... olması sebebi ile |
kâlû | dediler |
innemâ | ama, fakat, ancak |
el bey'u | alışveriş |
mislu | gibi, benzer |
er ribâ | riba, faiz |
ve ehalle | ve helâl kıldı |
allâhu | Allah |
el bey'a | alışveriş |
ve harrame | ve haram kıldı |
er ribâ | riba, faiz |
fe | o zaman, artık, bundan sonra |
men | kim |
câe-hu | ona, kendisine geldi |
mev'izatun | bir öğüt |
min rabbi-hi | kendi Rabbinden |
fe | o zaman, böylece, artık |
entehâ | vazgeçti, bıraktı |
fe | o taktirde |
lehu | onun |
mâ selefe | geçen şey, geçmişte olan |
ve emru-hu | ve onun emri, onun işi, onun hakkındaki hüküm |
ilâ allâhi | Allah'a, Allah'a ait |
ve men | ve kim |
âde | döndü |
fe ulâike | işte onlar |
ashâbu en nâri | ateş ehli, ateş halkı |
hum | onlar |
fî-hâ | orada |
hâlidûne | ebedî kalacak olanlar |
Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. İşte bu, onların: “Oysa alışveriş riba gibidir.” demeleri sebebiyledir. Ve Allah, alışverişi helâl, ribayı (faizi) haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah’a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.
BAKARA SURESİ 275. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Ribâ yiyenler, ancak şeytânın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: "Alışveriş de ribâ gibidir." demelerinden ötürüdür. Oysa Allâh, alış-verişi helâl, ribâyı harâm kılmıştır. Kime Rabbi'nden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak ribâdan) vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi de Allah'a kalmıştır. (Allâh onu affeder). Kim tekrar (ribâya) dönerse onlar ateş halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.
Süleyman Ateş