BEYYİNE SURESİ 4. Ayeti
Medine döneminde inmiştir. 8 âyettir. Beyyine, apaçık delil demektir.
وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَةُ ﴿٤﴾
BEYYİNE SURESİ 4. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ teferraka | ve tefrikaya düşmediler fırkalara ayrılmadılar |
ellezîne | onlar, olanlar |
ûtû el kitâbe | kitap verildi |
illâ | ancak |
min ba'di | sonra |
mâ | şey |
câet | geldi |
hum | onlara, kendilerine |
el beyyinetu | beyyineler, apaçık belgeler |
Ve kitap ehli olanlar, (onlara beyyine gelmesinden önce) tefrikaya düşmediler (fırkalara ayrılmadılar). Ancak kendilerine beyyineler geldikten sonra (tefrikaya düştüler).
BEYYİNE SURESİ 4. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Diyanet İşleri
Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar.
Abdulbaki Gölpınarlı
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Adem Uğur
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o beyyine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Ahmed Hulusi
İşte bundan sonra, müjdelenen peygamberin, kendi içlerinden görevlendirilmeyip, âdil önder Muhammed’in hak delil Kuran ile tebliğe başlamasından sonra, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlar ihtilâf çıkardılar, ayrı baş çektiler, düşman oldular.
Ahmet Tekin
Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Ahmet Varol
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Ali Bulaç
Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur’an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.)
Ali Fikri Yavuz
Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apacik belge geldikten sonra ayriliga dustuler.
Bekir Sadak
Kitap (Tevrat ve İncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu açık kesin delil geldikten sonra bölünüp ayrıldılar.
Celal Yıldırım
Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Diyanet İşleri (eski)
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Diyanet Vakfi
Gerçek şu ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar, ancak onlara açık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Edip Yüksel
Böyle iken o kitab verilmiş olanlar ancak geldikten sonra ayrıldılar kendilerine o beyyine
Elmalılı Hamdi Yazır
Böyle iken o kitap verilmiş olanlar ancak, kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ama, kendilerine kitab verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Seyyid Kutub
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Gültekin Onan
Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar).
Hasan Basri Çantay
Böyleyken o kitab verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştü.
Hayrat Neşriyat
Ama kitab verilmiş olanlar, kendilerine apaçık huccetler geldikten sonra ayrılığa düştüler.
İbni Kesir
Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular.
Muhammed Esed
Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Ömer Öngüt
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Şaban Piriş
Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi.
Suat Yıldırım
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Süleyman Ateş
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Tefhim-ul Kuran
Ama kendilerine kitap verilenler, onlara delil geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler.
Ümit Şimşek
Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler.
Yaşar Nuri Öztürk
Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular.
Abdullah Parlıyan
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.[787]
Bayraktar Bayraklı
Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil (Kur'an ve Peygamber) geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Cemal Külünkoğlu
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Kadri Çelik
Ehl–i Kitap mensupları, kendi aralarında da kendilerine gerçeğin kesin delili geldikten sonra tefrikaya düştüler.
Ali Ünal
Ama kendilerine kitap verilenler, ancak apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Harun Yıldırım
Ama önceki vahiylerin mensupları durdular durdular da, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Mustafa İslamoğlu
Kendilerine kitap verilenler; kendilerine o apaçık delil geldikten sonra, ayrılığa düştüler.
Sadık Türkmen
Ehli kitaptan olanlar, kendilerine gelen beyyinelerden (açıklayıcı ayetlerden) sonra ayrılıklara düştüler.
İlyas Yorulmaz
Ve kitap ehli olanlar, (onlara beyyine gelmesinden önce) tefrikaya düşmediler (fırkalara ayrılmadılar). Ancak kendilerine beyyineler geldikten sonra (tefrikaya düştüler).
İmam İskender Ali Mihr