Mekke döneminde inmiştir. 28 âyettir. Ağırlıklı olarak cinlerden bahsettiği için “Cin sûresi” adını almıştır.

قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِّنَ الْجِنِّ فَقَالُوا إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا ﴿١﴾

72/CİNN SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul ûhıye ileyye ennehustemea neferun minel cinni fe kâlû innâ semi’nâ kur’ânen acebâ(aceben).

'Bana, cinlerden kalabalık bir ekibin Kur’ân’ı dinlediği, herkesi hayretler içinde bırakan, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, okunan bir kitap, Kur’ân dinledik, dedikleri vahyedildi.' de.

يَهْدِي إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ وَلَن نُّشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا ﴿٢﴾

72/CİNN SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yehdî ilâr ruşdi fe âmennâ bihî, ve len nuşrike bi rabbinâ ehadâ(ehaden).

'Doğru, huzurlu ve aydınlık yola ileten bir kitap. Biz o kitaba, Kur’ân’a iman ettik. Hiç kimseyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbimize asla ortak koşmayacağız.'

وَأَنَّهُ تَعَالَى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا ﴿٣﴾

72/CİNN SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennehu teâlâ ceddu rabbinâ mâttehaze sâhıbeten ve lâ veledâ(veleden).

'Şanı yüce olan Rabbimiz, sınırsız bir gücün, kudretin, imkânın sahibidir. Ne eş, ne de oğul edinmiştir.'

وَأَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَفِيهُنَا عَلَى اللَّهِ شَطَطًا ﴿٤﴾

72/CİNN SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennehu kâne yekûlu sefîhunâ alâllâhi şetatâ(şetatan).

'Bizim beyinsizimiz, akılsızımız, Allah adına saçma sapan şeyler söylüyordu.'

وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا ﴿٥﴾

72/CİNN SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ zanennâ en len tekûlel insu vel cinnu alâllâhi kezibâ(keziben).

'Biz, insanların ve cinlerin Allah adına asla yalan uydurmayacağını, Allah’a iftira etmeyeceğini biliyorduk.'

وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا ﴿٦﴾

72/CİNN SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennehu kâne ricâlun minel insi yeûzûne bi ricâlin minel cinni fe zâdûhum rahekâ(rahekan).

'Şu bir gerçek ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlar, onların şımarıklıklarını artırırlardı.'

وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا ﴿٧﴾

72/CİNN SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennehum zannû kemâ zanentum en len yeb’asallâhu ehadâ(ehaden).

'Onlar da, sizin zannetiğiniz gibi, Allah’ın hiç kimseyi asla peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirmeyeceğini zannediyorlardı.'

وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاء فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا ﴿٨﴾

72/CİNN SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ le mesnâs semâe fe vecednâhâ muliet harasen şedîden ve şuhubâ(şuhuben).

'Doğrusu biz göğü yokladık. Fakat onu sağlam, ciddi bekçiler ve kor halinde, düşen gök cisimleriyle, alevlerle dolu gördük.'

وَأَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِ فَمَن يَسْتَمِعِ الْآنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَّصَدًا ﴿٩﴾

72/CİNN SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ kunnâ nak’udu minhâ mekâıde lis sem’i fe men yestemiıl âne yecid lehu şihâben rasadâ(rasaden).

'Halbuki daha önce, biz göğün bazı bölgelerinde, haber dinlemek için oturacak yerler bulup oturuyorduk. Fakat şimdi, kim bilgi hırsızlığı yapmak isterse, kendisini gözetleyen kor halinde düşen gök cisimleriyle, alevlerle karşılaşıyor.'

وَأَنَّا لَا نَدْرِي أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَن فِي الْأَرْضِ أَمْ أَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًا ﴿١٠﴾

72/CİNN SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ lâ nedrî eşerrun urîde bi men fîl ardı em erâde bi him rabbuhum raşedâ(raşeden).

'Yeryüzündeki akıllı ve sorumlu varlıklara kötülük mü yapılmak isteniyor, yoksa Rableri onlara huzurlu, aydınlık bir hayat mı diledi, bilemiyoruz.'

وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَلِكَ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا ﴿١١﴾

72/CİNN SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ minnâs sâlihûne ve minnâ dûne zâlike, kunnâ tarâika kıdedâ(kıdeden).

'Bizden bir kısmı dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi, mü’min, sâlih kimseler. Bir kısmı da bunlardan aşağıda olmak üzere, muhtelif cemaatler halindeyiz.'

وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن نُّعجِزَ اللَّهَ فِي الْأَرْضِ وَلَن نُّعْجِزَهُ هَرَبًا ﴿١٢﴾

72/CİNN SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ zanennâ en len nu’cizallâhe fîl ardı ve len nu’cizehu herabâ(heraben).

'Biz yeryüzünde Allah’ı âciz bırakamayacağımızı, koyduğu kanunların dışına çıkarak yakamızı kurtaramayacağımızı kaçarak da elinden kurtulamayacağımızı, anladık.'

وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَى آمَنَّا بِهِ فَمَن يُؤْمِن بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا ﴿١٣﴾

72/CİNN SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ lemmâ semi’nâl hudâ âmennâ bihî, fe men yu’min bi rabbihî fe lâ yehâfu bahsen ve lâ rahekâ(rahekan).

'Biz hidayet rehberi olan Kur’ân’ı, peygamberi işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, amellerinin değerinin düşürülmesinden, mükâfatının eksik verilmesinden, haklarına tecavüzden, zulüm ve haksızlık edilmesinden korkmaz.'

وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُوْلَئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا ﴿١٤﴾

72/CİNN SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennâ minnâl muslimûne ve minnâl kâsitûn(kâsitûne), fe men esleme fe ulâike teharrav raşedâ(raşeden).

'İçimizde İslâm’ı yaşayan müslümanlar da var. Hak yoldan sapan zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru huzurlu ve aydınlık yolu arayanlardır.'

وَأَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًا ﴿١٥﴾

72/CİNN SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve emmâl kâsitûne fe kânû li cehenneme hatabâ(hataban).

'Hak yoldan sapan zâlimler ise Cehennem’e odun oldular.'

وَأَلَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاء غَدَقًا ﴿١٦﴾

72/CİNN SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve en levistekâmû alât tarîkati le eskaynâhum mâen gadekâ(gadekan).

Şayet doğru, muhkem, güvenli yolda, İslâmî hayat tarzında, itaatte daim olsalardı, elbette onlara, gökten bol su indirir, yeryüzündeki kaynaklardan çağlayan sular akıtır, onları servete sâmâna boğardık.

لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ وَمَن يُعْرِضْ عَن ذِكْرِ رَبِّهِ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًا ﴿١٧﴾

72/CİNN SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li neftinehum fîhi, ve men yu’rıd an zikri rabbihî yeslukhu azâben saadâ(saaden).

Onları bu yolla denemek için akıtırdık. Kim, Rabbinin övünç kaynağı kitabından, Kur’ân’dan, zikirden, şeriattan yüz çevirir, Kur’ân öğrenimini, öğretimini, şeriatı, Allah’ı zikri engelleyici tedbirler alırsa Rabbi onu, devamlı artan dehşetli cezalara çarptırır, azaplara uğratır.

وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا ﴿١٨﴾

72/CİNN SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennel mesâcide lillâhi fe lâ ted’û meallâhi ehadâ(ehaden).

Secdelere varırken kullandığı organlar da, mescitler, secde edilen yerler de Allah’ındır. Allah ile birlikte herhangi bir kimseye kulluk ve ibadet etme, yalvarma.

وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا ﴿١٩﴾

72/CİNN SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ennehu lemmâ kâme abdullâhi yedûhu kâdû yekûnûne aleyhi libedâ(libeden).

Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan saygılı kulu Muhammed, tebliğ için ne zaman meydanlara çıkıp, davete başlasa, âşikâre ibadet etse, Allah’a dua ve niyazda bulunsa, cinler dinlemek için üşüşürler, neredeyse, onun üzerinde keçeleşecekler, müşrikler de peygamberleri engellemek için etrafını kuşatırlar.

قُلْ إِنَّمَا أَدْعُو رَبِّي وَلَا أُشْرِكُ بِهِ أَحَدًا ﴿٢٠﴾

72/CİNN SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul innemâ ed’û rabbî ve lâ uşriku bihî ehadâ(ehaden).

Rasûlüm sen de:
'Ben ancak Rabbime kulluk ve ibadet ederim, dua ederim. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na hiçbir kimseyi ortak koşmam, gizli şirke düşmem, başka otoriteleri kabul etmem.' de.

قُلْ إِنِّي لَا أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا ﴿٢١﴾

72/CİNN SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul innî lâ emliku lekum darran ve lâ raşedâ(raşeden).

'Ben size zarar verme yetkisine sahip değilim, size huzurlu ve aydınlık bir hayat sağlamak, hidayete erdirmek de benim yetkim dahilinde değil..

قُلْ إِنِّي لَن يُجِيرَنِي مِنَ اللَّهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِن دُونِهِ مُلْتَحَدًا ﴿٢٢﴾

72/CİNN SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul innî len yucîranî minallâhi ehadun ve len ecide min dûnihî multehadâ(multehaden).

'Tebliğ görevimi, peygamberlik vazifemi yapmazsam, Allah’ın azâbından, beni asla kimse kurtaramaz. O’nun dışında, kulu durumundakilerden sığınacak kimse de bulamam.' de.

إِلَّا بَلَاغًا مِّنَ اللَّهِ وَرِسَالَاتِهِ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ﴿٢٣﴾

72/CİNN SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ belâgan minallâhi risâlâtihî, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe inne lehu nâra cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden).

'Ancak Allah’tan geleni, Kur’ân’ı tebliğ ederek, peygamberlik görevimi yerine getirerek azaptan kurtulabilirim. Allah ve Rasulüne, Kur’âna ve sünnete karşı gelenlere, âsî olanlara Cehennem ateşi vardır. O ateşte ebedî kalırlar.'

حَتَّى إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ أَضْعَفُ نَاصِرًا وَأَقَلُّ عَدَدًا ﴿٢٤﴾

72/CİNN SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hattâ izâ raev mâ yûadûne fe se ya’lemûne men ad’afu nâsıran ve ekallu adedâ(adeden).

Nihayet tehdit edildikleri şeyi, kıyameti, azâbı gördükleri zaman kimin yardım edeninin zayıf ve az olduğunu öğrenecekler.

قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَّا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا ﴿٢٥﴾

72/CİNN SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul in edrî e karîbun mâ tûadûne em yec’alu lehu rabbî emedâ(emedan).

'Tehdit edildiğiniz şey, yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, onu bilemem.' de.

عَالِمُ الْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلَى غَيْبِهِ أَحَدًا ﴿٢٦﴾

72/CİNN SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden).

O, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilir. Sırlarına hiç kimseyi vâkıf etmez.

إِلَّا مَنِ ارْتَضَى مِن رَّسُولٍ فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا ﴿٢٧﴾

72/CİNN SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ menirtedâ min resûlin fe innehu yesluku min beyni yedeyhi ve min halfihî rasadâ(rasaden).

Ancak, kendisinden razı olduğu Rasulü sırlarına vâkıf olabilir. Çünkü, onun önüne arkasına, sağına soluna, gözeteci, koruyucu melekler dizer.

لِيَعْلَمَ أَن قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا ﴿٢٨﴾

72/CİNN SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li ya’leme en kad eblegû rısâlâti rabbihim ve ehâta bimâ ledeyhim ve ahsâ kulle şey’in adedâ(adeden).

Rableri, meleklerin ve peygamberlerin tebliğine memur ettiği konuları, tebliğ görevlerini ifalarını; onların sorumluluğuna verilenleri, yanlarında olup bitenleri ilmiyle kudretiyle çepeçevre kuşatarak, her şeyi bir bir sayarak kaydip belirlemesi için onların etrafına koruyucu melekler dizer.