DUHÂN SURESİ 58. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 59 âyettir. Sûre, adını onuncu âyette geçen “duhân” kelimesinden almıştır. Duhan, duman demektir.
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ﴿٥٨﴾
DUHÂN SURESİ 58. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe innemâ | ancak, işte böylece |
yessernâ-hu | onu kolaylaştırdık |
bi lisâni-ke | senin lisanın ile |
lealle-hum | umulur ki onlar |
yetezekkerûne | tezekkür ederler |
İşte böylece O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tezekkür ederler.
DUHÂN SURESİ 58. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Diyanet İşleri
Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur'ân'ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık.
Abdulbaki Gölpınarlı
Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.
Adem Uğur
Biz Onu lisanın olarak kolaylaştırdık, umulur ki üzerinde düşünürler diye.
Ahmed Hulusi
Biz Kur’ân’ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki, onlar düşünüp öğüt alırlar.
Ahmet Tekin
Belki düşünüp öğüt alırlar diye onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık.
Ahmet Varol
Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.
Ali Bulaç
Biz Kur’an’ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar.
Ali Fikri Yavuz
(58-59) Biz, ogut alirlar diye, Kuran'i senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. *
Bekir Sadak
Biz O'nu (Kur'ân'ı) iyi düşünüp anlasınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık.
Celal Yıldırım
(58-59) Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler.
Diyanet İşleri (eski)
Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.
Diyanet Vakfi
Öğüt alsınlar diye senin dilinle onu kolaylaştırdık.
Edip Yüksel
Biz onu sâde senin dilinle müyesser kıldık gerek ki iyi düşünsünler
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, gerek ki iyi düşünsünler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki onlar öğüt alırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Biz o Kur'an'ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Seyyid Kutub
Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kuran'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.
Gültekin Onan
Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.
Hasan Basri Çantay
Artık onu (o Kur’ân’ı) sâdece senin dilinle (indirerek insanlara) kolaylaştırdık; tâ ki ibret alsınlar.
Hayrat Neşriyat
Biz; onu, öğüt alsınlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.
İbni Kesir
Böylece (ey Peygamber!) Biz bu (ilahi kelamı) senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler.
Muhammed Esed
Şüphe yok ki, onu (Kur'an-ı Mübîn'i) senin lisanınla kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tefekkür ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Resulüm! Biz onu (Kur'an'ı) senin dilin ile kolaylaştırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.
Ömer Öngüt
Öğüt alsınlar diye onu senin dilin ile kolaylaştırdık.
Şaban Piriş
Biz Kur’ân’ı, insanlar iyi anlayıp ibret alsınlar diye, senin dilinle indirerek anlaşılmasını kolaylaştırdık.
Suat Yıldırım
Biz o (Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Süleyman Ateş
Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.
Tefhim-ul Kuran
İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'ı senin dilinde indirdik ve kolaylaştırdık.
Ümit Şimşek
Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
Yaşar Nuri Öztürk
Böylece ey peygamber! Biz bu kitabı senin kendi dilinde, kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler.
Abdullah Parlıyan
Böylece biz Kur'ân'ı senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Bayraktar Bayraklı
(Ey Muhammed!) Biz o (Kur'an')ı senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Cemal Külünkoğlu
Belki onlar hatırlayıp kendilerine gelirler diye biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.
Kadri Çelik
İşte (bu kazanç ve başarıya ulaşmak içindir ki), üzerinde düşünüp hayatlarını ona göre tanzim etsinler diye Kur’ân’ı senin dilinde indirerek anlaşılmasını kolaylaştırdık.
Ali Ünal
Belki onlar öğüt alıpdüşünürler diye, biz onu senin dilinle kolaylaştırdık.
Harun Yıldırım
İşte böylece Biz, bu (vahyi) senin dilinle kolaylaştırdık ki düşünüp de ders alabilsinler.
Mustafa İslamoğlu
Böylece biz onu (Kur’an’ı), senin lisanın ile kolay anlaşılır kıldık/hale getirdik ki; insanlar düşünüp öğüt alsınlar.
Sadık Türkmen
Biz Kur'an'ı senin dilinde, insanlar anlayıp düşünsünler diye kolaylaştırdık.
İlyas Yorulmaz
İşte böylece O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tezekkür ederler.
İmam İskender Ali Mihr