EN'ÂM SURESİ 54. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَإِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٥٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ | ve olduğu zaman |
câe-ke | sana geldi |
ellezîne yu'minûne | îmân eden kimseler |
bi âyâti-nâ | âyetlerimize |
fe kul | o zaman söyle |
selâmun aleykum | selâm üzerinize olsun |
ketebe | yazdı |
rabbu-kum | sizin Rabbiniz |
alâ nefsi-hi | kendi üzerine |
er rahmete | rahmet |
enne-hu | muhakkak ki O, öyle ki |
men amile | kim yapar |
min-kum | sizden |
sûen | bir kötülük |
bi cehâletin | cahillikle |
summe | sonra |
tâbe | tövbe etti (mürşidin önünde) |
min ba'di-hî | ondan sonra |
ve asleha | ve ıslâh oldu |
fe enne-hu | o taktirde, muhakkak ki o |
gafûrun | gafur, mağfiret eden |
rahîmun | rahîm, rahmet nurunu gönderen |
Âyetlerimize inanan kimseler sana geldiği zaman, onlara şöyle de: “Selâm üzerinize olsun. Rabbiniz, kendi üzerine "rahmeti" yazdı. Öyle ki; sizden, kim cahillikle bir kötülük yapar, sonra onu yaptıktan sonra tövbe eder (mürşidin önünde) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi yaparsa), o taktirde muhakkak ki O (Allah), Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm'dir (rahmet nurunu gönderendir).”
EN'ÂM SURESİ 54. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Âyetlerimize, Kur’ân’a iman edenler, sana geldikleri zaman onlara:
Ahmet Tekin
'Selâmün aleyküm! (Allah’ın selâmı ve selâmeti size olsun, siz selâmete ereceksiniz). Rabbiniz rahmetini, merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kıldı, ilke edindi. Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, kusur işler; ardından da günahlardan vazgeçerek Allah’a itaate yönelir, tevbe edip, kendisini ıslah eder, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa, bilsin ki Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.' de.