Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev nezzelnâ aleyke kitâben fî kırtâsin fe le mesûhu bi eydî-him le kâle ellezîne keferû in hâzâ illâ sihrun mubînun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev nezzelnâ ve eğer indirseydik
aleyke kitâben sana yazılı olarak, kitap olarak
fî kırtâsin kâğıtta
fe le mesûhu böylece ona gerçekten değseler (dokunsalar)
bi eydî-him elleri ile
le kâle mutlaka dedi (derdi)
ellezîne keferû inkâr edenler, kâfir olan kimseler
in hâzâ illâ bu ancak
sihrun mubînun apaçık bir sihir

Ve eğer sana kâğıtlarda yazılı olarak indirseydik, böylece ona elleri ile dokunsalar bile kâfir olan kimseler, mutlaka: “Bu ancak apaçık bir sihirdir.” derdi.

EN'ÂM SURESİ 7. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer biz sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydık, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle deyivereceklerdi: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir."

Yaşar Nuri Öztürk