Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَى اللّهُ فَبِهُدَاهُمُ اقْتَدِهْ قُل لاَّ أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرَى لِلْعَالَمِينَ ﴿٩٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ulâike ellezîne hedâ allâhu fe bi hudâ-hum(u) ıktedih kul lâ es'elu-kum aleyhi ecren in huve illâ zikrâ li el âlemîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ulâike ellezîne işte onlar ... olan kimseler
hedâ allâhu Allah hidayete erdirdi
fe bi hudâ-hum(u) ıktedih öyleyse onların hidayetine tâbî ol
kul de
lâ es'elu-kum sizden istemiyorum
aleyhi ona (karşılık)
ecren bir ücret
in huve o ise
illâ ancak
zikrâ bir zikirdir, hatırlatmadır, bir öğüttür
li el âlemîne âlemlere, âlemler için

İşte onlar, Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Öyleyse onların hidayetine tâbî ol! “Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O ancak âlemler için bir zikirdir.” de.

EN'ÂM SURESİ 90. Ayeti Harun Yıldırım Meali

İşte bunlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların doğru yoluna uy. De ki: “Ben bunun için bir ücret istemiyorum. O ancak alemler için öğüttür.”

Harun Yıldırım