Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.


قَالَتْ رُسُلُهُمْ أَفِي اللّهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يَدْعُوكُمْ لِيَغْفِرَ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرَكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى قَالُواْ إِنْ أَنتُمْ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُنَا تُرِيدُونَ أَن تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَآؤُنَا فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ ﴿١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlet rusulu-hum e fî allâhi şekkun fâtırı es semâvâti ve el ardı yed'û-kum li yagfira lekum min zunûbi-kum ve yuahhıra-kum ilâ ecelin musemmen kâlû in entum illâ beşerun mislu-nâ turîdûne en tesuddû-nâ ammâ (an mâ) kâne ya'budu âbâu-nâ fe'tû-nâ bi sultânin mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlet dedi
rusulu-hum onların resûlleri
e fî allâhi Allah hakkında mı
şekkun bir şüphe
fâtırı es semâvâti semaları yaratan
ve el ardı ve arzı, yeryüzünü
yed'û-kum sizi davet ediyor
li yagfira mağfiret etmek için
lekum sizi
min zunûbi-kum günahlarınızdan
ve yuahhıra-kum ve sizi tehir ediyor, erteliyor, mühlet veriyor
ilâ ecelin bir zamana kadar
musemmen belirli
kâlû dediler
in entum siz, eğer iseniz
illâ ancak, sadece
beşerun bir beşer
mislu-nâ bizim gibi
turîdûne istiyorsunuz
en tesuddû-nâ bizi men etmek, alıkoymak
ammâ (an mâ) şey(ler)den
kâne oldu, idi
ya'budu ibadet ediyorlar
âbâu-nâ babalarımız
fe'tû-nâ öyleyse bize getirin
bi sultânin bir delil, bir sultan, bir mucize
mubînin beyan olunan, apaçık, açıklanmış, açıkça

Onların resûlleri şöyle dedi: “Semaları ve arzı yaratan Allah hakkında mı şüphedesiniz? Sizi, günahlarınızı mağfiret etmek için davet ediyor ve sizi belli bir zamana kadar tehir ediyor (mühlet veriyor)”. Onlar da şöyle dediler: “Siz ancak bizim gibi bir beşersiniz. Babalarımızın ibadet etmiş olduğu şeylerden bizi alıkoymak (engellemek) istiyorsunuz. Öyleyse bize açıkça bir mucize getirin!”

İBRÂHÎM SURESİ 10. Ayeti Diyanet Vakfi Meali

Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin!

Diyanet Vakfi