İBRÂHÎM SURESİ 22. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.
وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ الأَمْرُ إِنَّ اللّهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ وَوَعَدتُّكُمْ فَأَخْلَفْتُكُمْ وَمَا كَانَ لِيَ عَلَيْكُم مِّن سُلْطَانٍ إِلاَّ أَن دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ لِي فَلاَ تَلُومُونِي وَلُومُواْ أَنفُسَكُم مَّا أَنَاْ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَا أَنتُمْ بِمُصْرِخِيَّ إِنِّي كَفَرْتُ بِمَآ أَشْرَكْتُمُونِ مِن قَبْلُ إِنَّ الظَّالِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle eş şeytânu | ve şeytan dedi |
lemmâ | olduğu zaman |
kudıye el emru | emir yerine getirildi, tamamlandı |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
vaade-kum | size vaadetti |
va'de el hakkı | hakkın vaadi |
ve vaadtu-kum | ve size vaadettim |
fe ahleftu-kum | size verdiğim sözden hilâf ettim (vaadimden döndüm) |
ve mâ kâne | ve olmadı, yoktu |
liye | benim |
aleykum | sizin üzerinizde |
min sultânin | yaptırım gücü, bir sultan, bir kuvvet, bir güç |
illâ en | ancak, sadece |
deavtu-kum | sizi davet ettim |
fe istecebtum | böylece siz icabet ettiniz |
lî | bana |
fe lâ telûmû-nî | artık beni kınamayın, levmetmeyin |
ve lûmû | ve kınayın, levmedin |
enfuse-kum | sizin nesflerinizi (kendinizi) |
mâ | değil |
ene | ben |
bi musrihi-kum | sizin yardımcınız (size yardım eden) |
ve mâ entum | ve siz değilsiniz |
bi musrıhıyye | benim yardımcım (bana yardım eden) |
innî | muhakkak ben |
kefertu | inkâr ettim |
bi mâ | şeyi |
eşraktumû-ni | beni ortak koşmanız |
min kablu | önceden, daha önce |
inne ez zâlimîne | muhakkak ki zalimler |
lehum | onlara vardır, onlar için vardır |
azâbun elîmun | acı azap |
Şeytan, emir yerine getirildiği zaman şöyle dedi: “Muhakkak ki; Allah, size “hak olan vaadini” vaadetti. Ve ben de size vaadettim. Fakat ben, vaadimden döndüm. Ve ben, sizin üzerinizde bir güce (sultanlığa, yaptırım gücüne) sahip değilim. Sadece sizi davet ettim. Böylece siz, bana icabet ettiniz. Artık beni kınamayın! Kendinizi kınayın! Ve ben, sizin yardımcınız değilim. Siz de, benim yardımcım değilsiniz. Gerçekten ben, sizin beni ortak koşmanızı daha önce de inkâr ettim. Muhakkak ki; zalimlere acı azap vardır.”
İBRÂHÎM SURESİ 22. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
İş olup bitince Şeytan der ki: Şüphe yok ki Allah, gerçek olarak vaitte bulundu size. Ben de size vaat ettim ama vaadimde durmadım ve zâten de size karşı bir gücüm, kuvvetim yoktu, ancak sizi dâvet ettim, siz de icâbet ettiniz bana; beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ne benim size bir yardımım dokunabilir, ne sizin bana bir yardımınız dokunabilir. Zâten daha önceden de beni ona eş tutmanızı tanımamıştım ben. Şüphe yok ki zulmedenlere elemli bir azap var.
Abdulbaki Gölpınarlı