İNSÂN (DEHR) SURESİ 8. Ayeti
Medine döneminde inmiştir. 31 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “insan” kelimesinden almıştır. Aynı âyette geçen “ed-Dehr” kelimesinden dolayı Dehr sûresi diye de anılır. Dehr, zaman demektir.
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا ﴿٨﴾
İNSÂN (DEHR) SURESİ 8. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve yut'ımûne | ve yedirirler |
et taâme | taam, yemek |
alâ hubbi-hî | ona sevgisi olan, sevdiği |
miskînen | fakir ve yoksullar |
ve yetîmen | ve yetimler |
ve esîran | ve esir olanlar |
Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fakir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler.
İNSÂN (DEHR) SURESİ 8. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Diyanet İşleri
Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar.
Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Adem Uğur
O'nun sevgisi ile yoksulu, yetimi ve ellerine mahkûm olanları doyururlar.
Ahmed Hulusi
Çevresi, çaresi olmayan yoksula, yetime, dula ve esire, sevdikleri, yemek ihtiyacında oldukları yiyecekleri can ü gönülden isteyerek yedirirler.
Ahmet Tekin
Kendilerinin ona sevgi duymalarına rağmen [1] yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ahmet Varol
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ali Bulaç
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
Ali Fikri Yavuz
Onlar icleri cektigi halde, yiyecegi yoksulla, oksuze ve esire yedirirler.
Bekir Sadak
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz.
Celal Yıldırım
Onlar içleri çektiği halde, yiyeceği yoksula, öksüze ve esire yedirirler.
Diyanet İşleri (eski)
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Diyanet Vakfi
Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler.
Edip Yüksel
Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler
Elmalılı Hamdi Yazır
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler.
Seyyid Kutub
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Gültekin Onan
(Yemeğe olan) sevgi (lerine ve iştihâlarına) rağmen yoksulu, yetimi, esîri doyururlar (dı).
Hasan Basri Çantay
Ona (o mala) olan arzularına (ve kendi ihtiyaçlarına) rağmen, yoksula, yetime ve esire yemek yedirirler(di).
Hayrat Neşriyat
Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
İbni Kesir
Ve kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler,
Muhammed Esed
Ve taam yedirirler, onu sevdikleri halde yoksullara ve yetimlere ve esir olanlara.
Ömer Nasuhi Bilmen
Kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ömer Öngüt
Sevmelerine rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler.
Şaban Piriş
Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allah’ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler.
Suat Yıldırım
Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler:
Süleyman Ateş
Kendileri, ona karşı duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Tefhim-ul Kuran
Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler.
Ümit Şimşek
Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler.
Yaşar Nuri Öztürk
Allah'a olan sevgileri için veya mala olan sevgilerine rağmen yemeklerini yoksula, yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlardı.
Abdullah Parlıyan
(7-10) Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız” derler.
Bayraktar Bayraklı
(8-10) Ve kendileri ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, fakire, yetime ve esire ikram ederler ve (yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, yüzleri asık duruma getiren çetin bir günde Rabbimizin azabından korkarız.”
Cemal Külünkoğlu
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Kadri Çelik
Kendileri ihtiyaç duydukları ve yemek istedikleri halde yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire verirler;
Ali Ünal
İçleri çektiği halde yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Harun Yıldırım
ve kendi istek ve arzularına rağmen muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler;
Mustafa İslamoğlu
Onlar kendi canları çekmesine rağmen yemeği; yoksula, yetime ve esire yedirirler:
Sadık Türkmen
Sevdikleri yiyeceklerden fakirlere, yetimlere ve esirlere yedirirler.
İlyas Yorulmaz
Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fakir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler.
İmam İskender Ali Mihr