KASAS SURESİ 38. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır.
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرِي فَأَوْقِدْ لِي يَا هَامَانُ عَلَى الطِّينِ فَاجْعَل لِّي صَرْحًا لَّعَلِّي أَطَّلِعُ إِلَى إِلَهِ مُوسَى وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِبِينَ ﴿٣٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle | ve dedi |
fir'avnu | firavun |
yâ eyyuhâ | ey |
el meleu | önde gelenler, ileri gelenler |
mâ alimtu | ben bilmiyorum |
lekum | sizin için |
min ilâhin | (ilâhlardan) bir ilâh |
gayrî | benden başka |
fe | böylece, o zaman |
evkıd | ateş yak |
lî | bana, benim için |
yâ hâmânu | ey Haman (firavunun veziri) |
alâ | üzerine |
et tîni | nemli, ıslak toprak |
fec'al (fe ic'al) | öyleyse, böylece yap |
lî | bana, benim için |
sarhan | bir kule |
leallî | umarım, belki ben |
attaliu | muttali olurum, karşılaşırım |
ilâ ilâhi | ilâhına |
mûsâ | Musa |
ve innî | ve muhakkak ki ben |
le | elbette, gerçekten, mutlaka |
ezunnu-hu | onu zannediyorum |
min el kâzibîne | yalancılardan |
Ve firavun: "Ey ileri gelenler! Ben, sizin için benden başka bir ilâh bilmiyorum. Benim için ıslak toprak üzerine ateş yak (tuğla pişir). Böylece bana (yüksek) bir kule yap. Belki ben Musa’nın ilâhına muttali olurum. Ve ben, onun mutlaka yalancılardan olduğunu zannediyorum." dedi.
KASAS SURESİ 38. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Firavun dedi ki: "Ey önderler. . . Sizin için benden gayrı bir tanrı bilmemekteyim! Ey Haman, tuğla ocağı yak da (tuğladan) bir kule inşa et, belki tepesine çıkar Musa'nın her şeyin üstündeki Tanrısını görürüm! Doğrusu ben Onun yalancılardan olduğunu düşünüyorum!" (Kadim Hakikat bilgisini elde eden Firavun, bunu şuurun sınırsız kuşatıcılığıyla tüm varlıkta müşahede yerine; birimselliğine hasrederek bedenselliğine vermiş ve bedenselliğinde dilediğini yapma noktasına, nefs-i emmâre yaşamına düşmüştü. Bu yüzdendir ki Musa a. s. ona hakikat bilgisini aktarmak yerine yani Allâh'a iman yerine, Rabb-ül âlemîn'e iman noktasına çekerek, uyarı yapmıştı. Yani Tüm varlıkta tedbir eden Esmâ mertebesine dikkatini çekerek hayalindeki vahdeti bedenselliğinde yaşamak yerine tüm varlığa yaygın Esmâ mânâları çıkışına iman etmesini teklif etmişti. A. H. )
Ahmed Hulusi