KEHF SURESİ 109. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا ﴿١٠٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kul
lev kâne
el bahru
midâden
li kelimâti
rabbî
le nefide el bahru
kable en tenfede
kelimâtu
rabbî
ve lev
ci'nâ bi
misli-hî
mededen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de, söyle |
lev kâne | eğer, ise, ... olsa |
el bahru | deniz(ler) |
midâden | mürekkep |
li kelimâti | kelimeler, sözler için |
rabbî | benim Rabbim |
le nefide el bahru | mutlaka deniz(ler) biter, tükenir |
kable en tenfede | bitmesinden (tükenmesinden) önce, bitmeden |
kelimâtu | sözler, kelimeler |
rabbî | Rabbim |
ve lev | ve eğer, ise, olsa |
ci'nâ bi | getirdik |
misli-hî | onun bir misli daha |
mededen | imdat (yardım) olarak |
De ki: “Denizler, Rabbimin kelimeleri için (kelimelerini yazmak için) mürekkep olsaydı ve onun bir mislini daha imdada (yardıma) getirmiş olsaydık bile, Rabbimin kelimeleri bitmeden, denizler mutlaka tükenirdi.”
KEHF SURESİ 109. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
(Kur’an-ı Kerimin beyanına göre, size pek az ilim verildi, diyen Yahudilere, ey Rasûlüm) de ki: “- Eğer Rabbimin kelimeleri (ni yazmak) için bütün denizler mürekkep olsa, muhakkak ki Rabbimin kelimeleri tükenmeden denizler tükenirdi, bir o kadar daha yardımcı getirsek bile...”
Ali Fikri Yavuz