Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا ﴿١٠٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul lev kâne el bahru midâden li kelimâti rabbî le nefide el bahru kable en tenfede kelimâtu rabbî ve lev ci'nâ bi misli-hî mededen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de, söyle
lev kâne eğer, ise, ... olsa
el bahru deniz(ler)
midâden mürekkep
li kelimâti kelimeler, sözler için
rabbî benim Rabbim
le nefide el bahru mutlaka deniz(ler) biter, tükenir
kable en tenfede bitmesinden (tükenmesinden) önce, bitmeden
kelimâtu sözler, kelimeler
rabbî Rabbim
ve lev ve eğer, ise, olsa
ci'nâ bi getirdik
misli-hî onun bir misli daha
mededen imdat (yardım) olarak

De ki: “Denizler, Rabbimin kelimeleri için (kelimelerini yazmak için) mürekkep olsaydı ve onun bir mislini daha imdada (yardıma) getirmiş olsaydık bile, Rabbimin kelimeleri bitmeden, denizler mutlaka tükenirdi.”

KEHF SURESİ 109. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali

De ki: "Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa, hatta onun bir mislini de üzerine ilave etmiş olsak, yine de Rabbimin kelimeleri tükenmeden denizler tükenirdi."

Mustafa İslamoğlu