Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.


وَيَوْمَ نُسَيِّرُ الْجِبَالَ وَتَرَى الْأَرْضَ بَارِزَةً وَحَشَرْنَاهُمْ فَلَمْ نُغَادِرْ مِنْهُمْ أَحَدًا ﴿٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yevme nuseyyiru el cibâle ve terâ el arda bârizeten ve haşernâ-hum fe lem nugâdir min-hum ehaden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yevme ve o gün
nuseyyiru yürüteceğiz
el cibâle dağlar
ve terâ ve görürsün
el arda yeryüzü, arz
bârizeten bariz olarak, açık ve net olarak
ve haşernâ-hum ve onları haşrettik, topladık
fe lem nugâdir böylece, bu şekilde (toplamak suretiyle) bırakmayız, bırakmayacağız
min-hum onlardan
ehaden birisi

Ve o gün dağları yürüteceğiz. Ve (o gün) yeryüzünü bariz (açık ve net) olarak görürsün. Ve onları, (huzurumuzda) haşredip toplamak suretiyle (insanlardan) onlardan (hiç) birini bırakmayacağız.

KEHF SURESİ 47. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali

Ve dağları yürütüp düzleyeceğimiz o gün, yeryüzünü düz ve çıplak görürsün; nitekim geride bir tek kişi bırakmadan onların tümünü toplayacağız.

Mustafa İslamoğlu