Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


وَإِذَا سَمِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَى أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُواْ مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ ﴿٨٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ semiû mâ unzile ilâ er resûli terâ a'yune-hum tefîdu min ed dem'ı mimmâ (min mâ) arafû min el hakkı yekûlûne rabbe-nâ âmennâ fe uktub-nâ mea eş şâhidîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ semiû ve işittikleri zaman
mâ unzile indirilen şeyi, indirileni
ilâ er resûli Resûl'e
terâ görürsün
a'yune-hum onların gözleri
tefîdu boşalır, akar
min ed dem'ı göz yaşından
mimmâ (min mâ) şeyden dolayı
arafû ârif oldular (irfan sahibi oldular: kalp kulağı ve kalp gözü açıldı, hikmetin ve mütezekkir ve hayrın sahibi oldular)
min el hakkı haktan, Allâh'tan (c.c.)
yekûlûne rabbe-nâ Rabb'imiz derler
âmennâ fe uktub-nâ biz âmenû olduk artık bizi yaz
mea eş şâhidîne şâhidlerle beraber

Ve Resûl'e indirileni (Kur'ân'ı) işittikleri zaman, Hakk'tan olan şeylere arif olduklarından dolayı, onların gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Rabb'imiz, biz îmân ettik (âmenû olduk), artık bizi şâhitlerle beraber yaz...” derler.

MÂİDE SURESİ 83. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(83-84) Peygambere indirilen Kur’ân’ı dinledikleri vakit, onda âşinaları olan hakikate kavuşmaları sebebiyle gözlerinin yaşla dolup taştığını görür ve şöyle dediklerini işitirsin: "İman ettik ya Rabbena! Bizi de hakka şahitlik edenlerle beraber yaz! Bütün isteğimiz ve umudumuz, Rabbimizin bizi hayırlı insanlar arasına dahil etmesi iken, ne diye Allah’a ve bize gelen bu hakikate iman etmeyelim ki?"

Suat Yıldırım