MÂİDE SURESİ 95. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْتُلُواْ الصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَاء مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُ مَسَاكِينَ أَو عَدْلُ ذَلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ عَفَا اللّهُ عَمَّا سَلَف وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ اللّهُ مِنْهُ وَاللّهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ ﴿٩٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey! |
ellezîne âmenû | âmenû olanlar, yaşarken Allâh'a teslim olmayı, ona ulaşmayı dileyenler |
lâ taktulû es sayde | av hayvanını öldürmeyin (avlanmayın) |
ve entum hurumun | ve siz ihramlı iken |
ve men katele-hu | ve kim onu öldürürse |
min-kum | sizden |
muteammiden | taammüden, kasten, bilerek |
fe | o zaman, o taktirde |
cezâun | ceza |
mislu mâ katele | öldürdüğü şeyin dengi, misli |
min en neami | hayvandan, hayvanın |
yahkumu bi-hi | ona hüküm verir, karar verir |
zevâ adlin | adâlet sahibi (iki kişi) |
min-kum | sizden |
hedyen bâliga el ka'beti | Kâ'be'ye ulaşan kurban |
ev keffâratun | veya kefâret olarak |
taâmu mesâkîne | yoksulları yedirme |
ev adlu zâlike | veya buna adil olan, denk olan |
siyâmen | oruç |
li yezûka | tatması için |
vebâle emri-hi | işinin vebâli, cezası |
afâ allâhu | Allâh (c.c.) affetti |
ammâ (an mâ) selefe | geçmişten olan şeyi, geçmişi |
ve men âde | ve kim dönerse |
fe | o zaman, o taktirde |
yentakimu | intikam alır |
allâhu | Allâh (c.c.) |
min-hu | ondan |
ve allâhu | ve Allâh (cc.) |
azîzun | aziz, üstün, güçlü |
zû intikâmin | intikam sahibi |
Ey îmân edenler! Siz ihramda iken av hayvanını öldürmeyin. Ve sizden kim kasten (bilerek) onu öldürürse, o zaman kendisine öldürdüğünün dengi bir hayvanın cezası vardır ki, (bunun öldürülen hayvanın dengi olduğuna dair) içinizden, âdil iki kimse takdir edip karar verir. Kâbe'ye ulaşacak (Kâbe'ye götürülüp orada kesilecek) bir kurban veya yoksulları yedirme şeklinde bir kefâret, ya da buna denk bir oruçtur ki bu, böylece o yaptığı işin vebalini tatması içindir. Allah, geçmiştekileri (işlenen bu tür cürümleri) bağışladı. Kim dönüp de (bir daha) böyle yaparsa, o taktirde Allah ondan intikam alır. Allah Azîz'dir, intikam sahibidir.
MÂİDE SURESİ 95. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Ey iman edenler! Siz ihramlı iken av öldürmeyin. İçinizden kim onu bilerek öldürürse kendisine bir ceza vardır. O ceza da, öldürdüğüne benzer bir hayvan olup, öldürülenin emsali olduğuna içinizden iki âdil kişinin karar vermesi gerekir. Ceza, Kâbe’ye ulaşıp orada kesilecek bir kurbanlıktır. Yahut fakirleri doyurmak, yahut onun dengi oruç tutmak şeklinde bir keffarettir, ta ki işlediğinin vebalini tatsın. Allah daha önce işlenen bu tür fiilleri affetti. Fakat kim dönüp tekrar böyle yaparsa Allah ondan, onun intikamını alır; zira Allah azîzdir (mutlak galiptir) ve intikamı vardır.
Suat Yıldırım