Kuran Mealleri
MUDDESSİR SURESİ Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 56 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Müddessir” kelimesinden almıştır.
يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ ﴿١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yâ eyyuhâl muddessir(muddessiru).
Ey (elbisesine) bürünen Peygamber!
قُمْ فَأَنذِرْ ﴿٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kum fe enzir.
Kalk da (kavmini Allah’ın azabı ile) korkut; (iman etmezlerse azaba uğrıyacaklarını kendilerine haber ver).
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ ﴿٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve rabbeke fe kebbir.
Rabbini yücelt, (O’nu tenzîh et).
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ ﴿٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve siyâbeke fe tahhir.
Elbiseni de (daima) temiz tut.
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ ﴿٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ver rucze fehcur.
Azaba vesile olan şeyleri terkde sebat et.
وَلَا تَمْنُن تَسْتَكْثِرُ ﴿٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lâ temnun testeksir(testeksiru).
Az bir şey verib karşılığında çok şey isteme.
وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْ ﴿٧﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve li rabbike fasbir.
Rabbinin rızası için sabret.
فَإِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِ ﴿٨﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ nukıra fîn nâkûri.
O Sûr’a üfürüldüğü zaman,
فَذَلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَسِيرٌ ﴿٩﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe zâlike yevme izin yevmun asîrun.
İşte o kıyâmet vakti çok şiddetli bir gündür;
عَلَى الْكَافِرِينَ غَيْرُ يَسِيرٍ ﴿١٠﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Alâl kâfirîne gayru yesîr(yesîrin).
kâfirlere hiç kolay değildir.
ذَرْنِي وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا ﴿١١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Zernî ve men halaktu vahîdâ(vahîden).
(Mal ve evlâdsız olarak) tek başına yarattığım o kâfiri (Velid İbni Muğîre’yi) bana bırak.
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَّمْدُودًا ﴿١٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealtu lehu mâlen memdûdâ(memdûden).
(Çırılçıplak yarattığım) bu adama da (sonra) uzun boylu mal verdim.
وَبَنِينَ شُهُودًا ﴿١٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve benîne şuhûdâ(şuhûden).
Hem (kendisi ile) hazır bulunan oğullar...
وَمَهَّدتُّ لَهُ تَمْهِيدًا ﴿١٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mehhedtu lehu temhîdâ(temhîden).
Ona nimet döşedim de döşedim...
ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ ﴿١٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe yatmau en ezîd(ezîde).
Sonra da arzu eder ki, daha artırayım.
كَلَّا إِنَّهُ كَانَ لِآيَاتِنَا عَنِيدًا ﴿١٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ, innehu kâne li âyâtinâ anîdâ(anîden).
Hayır, (istediğine kavuşamaz) çünkü o, ayetlerimize karşı bir inkârcı idi.
سَأُرْهِقُهُ صَعُودًا ﴿١٧﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): Se urhikuhu saûdâ(saûden).
Muhakkak ben, onu, meşakkatli bir azaba sardıracağım.
إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ ﴿١٨﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehu fekkera ve kadder( kaddera).
Çünkü o (Velid İbni Muğire), kendi kendine bir düşündü ve (zannınca peygambere söyliyecek sözünü) uydurub kurdu.
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ ﴿١٩﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe kutile keyfe kadder( kaddera).
Kahrolası ne biçim (söz) uydurdu!... (Peygambere nasıl sihirbaz dedi!...)
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ ﴿٢٠﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kutile keyfe kadder(kaddera).
Sonra kahrolası ne biçim (söz) uydurdu!...
ثُمَّ نَظَرَ ﴿٢١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe nazar(nazara).
Sonra (döndü insanların yüzüne) baktı.
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ ﴿٢٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe abese ve beser(besere).
Sonra (söyliyecek söz bulamadığından) suratını astı ve kaşlarını çattı.
ثُمَّ أَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَ ﴿٢٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe edbera vestekber(vestekbera).
Nihayet (Peygambere ve ashabına) arka çevirdi ve kibirlendi de;
فَقَالَ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ ﴿٢٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe kâle in hâzâ illâ sihrun yu’ser(yu’seru).
Şöyle dedi: “- Bu ancak (başka sihirbazdan) öğrenilen bir sihirdir.
إِنْ هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ ﴿٢٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): İn hâzâ illâ kavlul beşer(beşeri).
Muhakkak bu (kimsenin söylediği söz), bir insan sözüdür.”
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ ﴿٢٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Se uslîhi sekar(sekare).
Ben de muhakkak onu (Velid İbni Muğîre’yi) cehenneme sokacağım.
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سَقَرُ ﴿٢٧﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâ sekar(sekaru).
Hem (Ey Rasûlüm) bilir misin, nedir o cehennem!...
لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ ﴿٢٨﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ tubkî ve lâ tezer(tezeru).
(İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz.
لَوَّاحَةٌ لِّلْبَشَرِ ﴿٢٩﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Levvâhatun lil beşer(beşeri).
O cehennem, insanları yakıb kavurandır.
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ ﴿٣٠﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): Aleyhâ tis'ate aşar(aşara).
Üzerinde ondokuz melek var.
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ ﴿٣١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtûl kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtûl kitâbe vel mu’minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun vel kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâu, ve mâ ya’lemu cunûde rabbike illâ huve, ve mâ hiye illâ zikrâ lil beşer(beşeri).
Biz o ateşin muhafızlarını hep meleklerden ibaret kıldık. Sayılarını da ancak kâfir olanlar için bir fitne yaptık, (zira on dokuz meleği azımsayarak onları helâk edebileceklerini sandılar); kendilerine kitab verilenler de Kur’an’ın hak olduğuna inansınlar; (çünkü onların kitablarında da bu meleklerin sayısı on dokuzdur); müminlerin de imanlarını artırsın. Kendilerine kitab verilenlerle müminler (böylece) şüpheye düşmesinler. Kalblerinde bir maraz (nifak) bulunanlarla kâfirler de şöyle desin: “- Allah bu sayı ile beraber hangi şeyi murad etmiştir? İşte Allah dilediğini böyle şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını da ancak kendisi bilir. O cehennem de insanlar için ancak bir öğüddür.
كَلَّا وَالْقَمَرِ ﴿٣٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ vel kameri.
Hayır, onlar öğüd almazlar! Kamer hakkı için,
وَاللَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ ﴿٣٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel leyli iz edber(edbere).
Dönüb geldiği zaman, o gece hakkı için,
وَالصُّبْحِ إِذَا أَسْفَرَ ﴿٣٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ves subhı izâ esfer(esfera).
Ağardığı sıra o sabah hakkı için,
إِنَّهَا لَإِحْدَى الْكُبَرِ ﴿٣٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehâ le ıhdâl kuber(kuberi).
Muhakkak o cehennem, büyük belâlardan biridir;
نَذِيرًا لِّلْبَشَرِ ﴿٣٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): Nezîran lil beşer(beşeri).
Kocundurmak için insanları,
لِمَن شَاء مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ ﴿٣٧﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li men şâe minkum en yetekaddeme ev yeteahhar(yeteahhara).
İçinizden (hayırda) ileri gitmek, yahud geri kalmak istiyenleri...
كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ ﴿٣٨﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kullu nefsin bimâ kesebet rehînetun.
Herkes kazandığına karşılık bir rehinedir; (hesabını doğru vermekle ancak kendisini kurtarabilir).
إِلَّا أَصْحَابَ الْيَمِينِ ﴿٣٩﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ ashâbel yemîn(yemîni).
Ancak sağcılar (kitabları sağ ellerine verilenler),
فِي جَنَّاتٍ يَتَسَاءلُونَ ﴿٤٠﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fî cennâtin, yetesâelûn(yetesâelûne).
Cennetlerdedirler; sorarlar.
عَنِ الْمُجْرِمِينَ ﴿٤١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-41. AYET (Meâlleri Kıyasla): Anil mucrimîn(mucrimîne).
Mücrimlerden;
مَا سَلَكَكُمْ فِي سَقَرَ ﴿٤٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-42. AYET (Meâlleri Kıyasla): Mâ selekekum fî sekar(sekara).
“-Sizi cehenneme sokan nedir?”
قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّينَ ﴿٤٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-43. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû lem neku minel musallîn(musallîne).
Onlar şöyle derler: “- Biz namaz kılanlardan değildik,
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْكِينَ ﴿٤٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-44. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lem neku nut’ımul miskîn(miskîne).
Yoksula yedirmezdik,
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَائِضِينَ ﴿٤٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-45. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kunnâ nehûdu meal hâidîn(hâidîne).
Batıla dalanlarla beraber dalıyorduk,
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدِّينِ ﴿٤٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-46. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kunnâ nukezzibu bi yevmid dîn(dîni).
Hesab gününü de yalan sayardık.
حَتَّى أَتَانَا الْيَقِينُ ﴿٤٧﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-47. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hattâ etânâl yakîn(yakinu).
Nihayet bize ölüm gelib çattı.”
فَمَا تَنفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِعِينَ ﴿٤٨﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-48. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe mâ tenfeuhum şefâatuş şâfiîn(şâfiîne).
Fakat (o vakit) şefaatçilerin şefaatı onlara fayda vermez.
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ ﴿٤٩﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-49. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe mâ lehum anit tezkirati mu’rıdîn(mu’rıdîne).
Böyle iken onlara (Mekke halkına) ne oluyor ki, Kur’an’dan yüz çeviriyorlar.
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ ﴿٥٠﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-50. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ke ennehum humurun mustenfiratun.
Sanki ürkmüş yaban eşekleri;
فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍ ﴿٥١﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-51. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ferrat min kasveratin.
Aslandan kaçmaktalar...
بَلْ يُرِيدُ كُلُّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُؤْتَى صُحُفًا مُّنَشَّرَةً ﴿٥٢﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-52. AYET (Meâlleri Kıyasla): Bel yurîdu kullumriin minhum en yu’tâ suhufen muneşşeraten.
Doğrusu, onlardan her biri (Allah tarafından) kendisine okuyacak olduğu ayrı kitablar dağıtılmasını istiyor, (ki orada peygambere iman etmek gerektiğine dair Allah’ın emrini bulsun).
كَلَّا بَل لَا يَخَافُونَ الْآخِرَةَ ﴿٥٣﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-53. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ, bel lâ yuhâfûnel âhıraten.
Hayır, (onlara bu istedikleri verilmez), hakikat şu ki, onlar ahiretten korkmazlar.
كَلَّا إِنَّهُ تَذْكِرَةٌ ﴿٥٤﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-54. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ innehu tezkiratun.
Hayır, zannettikleri gibi değil, Muhakkak O Kur’an (Allah’dan) bir öğüddür.
فَمَن شَاء ذَكَرَهُ ﴿٥٥﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-55. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe men şâe zekerehu.
Artık dileyen kimse ondan öğüd alır.
وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ هُوَ أَهْلُ التَّقْوَى وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ ﴿٥٦﴾
74/MUDDESSİR SURESİ-56. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ yezkurûne illâ en yeşâallâhu, huve ehlut takvâ ve ehlul magfirati.
Bununla beraber Allah dilemeyince öğüd almazlar; koruyacak da O’dur, bağışlayacak da O...