56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِي الدُّنْيَا وَلَا فِي الْآخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَا إِلَى اللَّهِ وَأَنَّ الْمُسْرِفِينَ هُمْ أَصْحَابُ النَّارِ ﴿٤٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâ cereme ennemâ ted'ûnenî ileyhi leyse lehu da'vetun fî ed dunyâ ve lâ fî el âhirati ve enne meradde-nâ ilâ allâhi ve enne el musrifîne hum ashâbu en nâri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâ cereme hükmü yok, yetkisi yok
ennemâ fakat, olan şey
ted'ûnenî siz beni çağırıyorsunuz, davet ediyorsunuz
ileyhi ona
leyse değil, yok
lehu onun
da'vetun davet, çağrı
fî ed dunyâ dünyada
ve lâ ve yoktur
fî el âhirati ahirette
ve enne ve muhakkak ki
meradde-nâ bizim reddimiz, dönüşümüz
ilâ allâhi Allah'a
ve enne ve muhakkak ki
el musrifîne müsrifler, haddi aşanlar
hum onlar
ashâbu en nâri ateşin sahibi, ateş ehli

Beni kendisine çağırdığınız şeyin bir hükmü yoktur. Onun (o putun), dünyada ve ahirette bir daveti (yetkisi) de yoktur. Muhakkak ki bizim dönüşümüz Allah’adır. Ve muhakkak ki müsrifler (haddi aşanlar), onlar, ateş ehlidir.

MU'MİN SURESİ 43. Ayeti Ali Ünal Meali

“Hiç kuşkusuz siz beni öyle bir şeye inanıp ibadet etmeye çağırıyorsunuz ki, onun için ne dünyada ne de Âhiret’te böyle bir çağrıda bulunmanın dayandığı tek bir gerekçe yoktur. Sonunda hepimizin varacağı yer hiç şüphesiz Allah’ın huzurudur ve yine hiç şüphesiz, haddi aşan ve Allah’ın kendilerine verdiği kabiliyet ve melekeleri boşa harcayanlar, evet onlar Ateş’in yârân ve yoldaşlarıdırlar.

Ali Ünal