MU'MİN SURESİ 78. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِّن قَبْلِكَ مِنْهُم مَّن قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُم مَّن لَّمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَنْ يَأْتِيَ بِآيَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ فَإِذَا جَاء أَمْرُ اللَّهِ قُضِيَ بِالْحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْمُبْطِلُونَ ﴿٧٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lekad | ve andolsun ki |
erselnâ | biz gönderdik |
rusulen | resûller |
min kabli-ke | senden önce |
min-hum | onlardan |
men | kim, kimse |
kasasnâ | (kıssa ettik) anlattık |
aleyke | sana |
ve min-hum | ve onlardan |
men | kim, kimse |
lem naksus | (kıssa etmedik) anlatmadık |
aleyke | sana |
ve mâ kâne | ve değildir, olmaz, olamaz |
li | için |
resûlin | bir resûl |
en ye'tiye | getirmesi |
bi âyetin | bir âyeti |
illâ | olmadan |
bi izni allâhi | Allah'ın izni ile |
fe izâ | olduğunda, o zaman |
câe | geldi |
emru allâhi | Allah'ın emri |
kudıye | hükmedilir, hükmedilmiş olur |
bi el hakkı | hak ile |
ve hasira | ve hüsrana uğradı (uğramışlardır) |
hunâlike | orada |
el mubtılûne | bâtılı isteyenler |
Ve andolsun ki senden önce (de) resûller gönderdik. Onlardan bir kısmını sana anlattık ve bir kısmını sana anlatmadık. Allah’ın izni olmadan bir resûlün âyet getirmesi olamaz. Artık Allah’ın emri geldiği zaman hak ile hükmedilmiş olur. Ve bâtılı isteyenler, orada hüsran uğramışlardır.
MU'MİN SURESİ 78. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Ve andolsun ki senden önce nice peygamberler gönderdik, onlardan, sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da ve hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadıkça bir delil, bir mûcize gösteremez; derken Allah'ın emri gelince gerçek olarak hükmedilir ve işte buracıkta, boş şeylere uyanlar ziyan eder gider.
Abdulbaki Gölpınarlı