MU'MİNÛN SURESİ 62. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنطِقُ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ ﴿٦٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lâ nukellifu
nefsen
illâ
vus'a-hâ
ve ledeynâ
kitâbun
yantıku
bi el hakkı
ve hum
lâ yuzlemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ nukellifu | ve mükellef tutmayız |
nefsen | nefs, kişi, kimse |
illâ | ...'den başka, dışında |
vus'a-hâ | onun gücü, kapasitesi |
ve ledeynâ | ve katımızda, yanımızda, nezdimizde |
kitâbun | bir kitap |
yantıku | söyleyen, konuşan |
bi el hakkı | hakkı |
ve hum | ve onlar |
lâ yuzlemûne | zulmedilmez |
Ve (hiç) kimseyi gücünün (kapasitesinin, yapabileceğinin) dışında (ötesinde) mükellef (sorumlu) tutmayız. Nezdimizde, hakkı söyleyen bir kitap (hayat filmi) vardır. Ve onlar zulmedilmezler.
MU'MİNÛN SURESİ 62. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Biz hiç kimseye takatinin üstünde yük yüklemeyiz. Nezdimizde gerçeği bildiren, insanların yaptıklarını tam tamına tesbit eden bir kitap vardır. Bundan ötürü asla haksızlığa uğratılmazlar.
Suat Yıldırım