Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.


فَلَمَّا جَاءتْ قِيلَ أَهَكَذَا عَرْشُكِ قَالَتْ كَأَنَّهُ هُوَ وَأُوتِينَا الْعِلْمَ مِن قَبْلِهَا وَكُنَّا مُسْلِمِينَ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lemmâ câet kîle e hâkezâ arşu-ki kâlet ke ennehu huve ve ûtî-nâ el ilme min kabli-hâ ve kunnâ muslimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe böylece
lemmâ olduğu zaman
câet geldi
kîle denildi
e mi?
hâkezâ böyle, bunun gibi
arşu-ki senin tahtın
kâlet dedi
ke ennehu sanki o, onun gibi
huve o
ve ûtî-nâ ve bize verildi
el ilme ilim
min kabli-hâ ondan önce
ve kunnâ ve biz olduk
muslimîne müslümanlar, teslim olanlar

Böylece geldiği zaman ona: "Senin tahtın bunun gibi miydi (böyle miydi)?" denildi. (Sebe Melikesi): "Sanki o." dedi. Ve (Süleyman A.S): "İlim bize ondan önce verildi. Ve biz müslümanlar, (Allah’a teslim olanlar) olduk."

NEML SURESİ 42. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Kraliçe gelince:
'Senin tahtın da böyle mi?' denildi. Kraliçe:
'Bu, tıpkı o' dedi, tahtını tanıdı. Süleyman:
'Zaten, o gelmeden önce, onun bileceği ile ilgili bilgi bize verilmişti. Biz, Allah’ın emrini, hükmünü, vahyini kabul eden müslümanlarız.' dedi.

Ahmet Tekin