Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا ﴿٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

er ricâlu kavvâmûne alâ en nisâi bi mâ faddala allâhu ba'da-hum alâ ba'dın ve bi mâ enfekû min emvâli-him fe es sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun li el gaybi bi mâ hafiza allâhu ve ellâtî tehâfûne nuşûze-hunne fe ızû-hunne ve uhcurû-hunne fî el medâciı vadrıbû-hunne fe in ata'ne-kum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlen inne allâhe kâne aliyyen kebîran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
er ricâlu erkekler
kavvâmûne kâim olanlar, idareciler, koruyup gözetenler
alâ en nisâi kadınlar üzerinde
bi mâ sebebiyle, dolayısıyla
faddala üstün kıldı
allâhu Allah
ba'da-hum onların bir kısmı, bazıları
alâ ba'dın bir kısmına, bazılarına, diğerlerine
ve bi mâ ve sebebiyle, dolayısıyla
enfekû verdiler, harcadılar
min emvâli-him mallarından, kendi mallarından
fe es sâlihâtu bu sebeble, bu bakımdan salih kadınlar, nefsini tezkiye eden kadınlar
kânitâtun kanitindir, saygılı ve itaatkârdır
hâfizâtun muhafaza edendir, koruyucudur
li el gaybi gaybda, olmadığı zaman, yokken
bi mâ sebebiyle, dolayısıyla
hafiza korudu
allâhu Allah
ve ellâtî ve onlar (kadınlar)
tehâfûne korkarsınız
nuşûze-hunne onların itaatsizliklerinden, baş kaldırmalarından
fe ızû-hunne ... ise onlara öğüt verin, nasihat edin
ve uhcurû-hunne ve onlardan ayrılın, yaklaşmayın, yalnız bırakın
fî el medâciı yataklarında
vadrıbû-hunne ve onlara vurun
fe bundan sonra, artık
in ata'ne-kum eğer size itaat ederlerse
fe bundan sonra, artık
lâ tebgû aramayın
aleyhinne onlara, onların üzerine (aleyhine)
sebîlen bir yol
inne allâhe muhakkak ki Allah
kâne oldu, idi, ...dır
aliyyen âli, yüce
kebîran büyük

Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah’ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah’ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).

NİSÂ SURESİ 34. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.

Süleyman Ateş