NİSÂ SURESİ 6. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَابْتَلُواْ الْيَتَامَى حَتَّىَ إِذَا بَلَغُواْ النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُواْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُواْ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُواْ عَلَيْهِمْ وَكَفَى بِاللّهِ حَسِيبًا ﴿٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ibtelû | ve deneyin, imtihan edin |
el yetâmâ | yetimleri |
hattâ | ... oluncaya kadar |
izâ belagû | erince, erişince |
en nikâha | nikâh |
fe in ânestum | bundan sonra eğer hissederseniz (anlarsanız) |
min-hum | onlardan, onlarda |
ruşden | rüşt, yeterlilik, olgunluk |
fe idfeû | o zaman, o taktirde verin |
emvâle-hum | onların mallarını |
ve lâ te'kulû-hâ | ve onu yemeyin |
isrâfen | israf ederek |
ve bidâren | acele ederek, acele davranarak, acele ile |
en yekberû | büyüyor olmaları, büyümeleri, büyürler diye |
ve men kâne | ve kim ... oldu, ...ise |
ganiyyen | zengin |
felyesta'fif (fe li yesta'fif) | o taktirde iffetli olsun, sakınsın, çekinsin |
ve men kâne | ve kim ... oldu, ...ise |
fakîran | fakir |
felye'kul (fe li ye'kul) | o taktirde yesin |
bi el ma'rûfi | iyilikle, örfe uygun olarak |
fe izâ defa'tum | sonra, nihayet geri verdiğiniz (vereceğiniz) zaman |
ileyhim emvâle-hum | onlara mallarını |
fe eşhidû | o zaman şahit tutun |
aleyhim | onlar |
ve kefâ bi | ve kâfidir |
allâhi | Allah |
hasîben | hesap görücü, hesap gören olarak |
Ve yetimleri nikâh çağına gelinceye kadar deneyin. Bundan sonra eğer kendilerinde bir rüşd (yeterlilik) hissederseniz, o taktirde mallarını onlara teslim edin. Ve büyürler (geri alırlar) diye, onları (malları) israf etmeyin ve acele ile yemeyin. Ve (vâsi) zengin bir kimse ise, o taktirde iffetli olsun (yetimlerin mallarını yemekten kaçınsın). Ve (vâsi) fakir bir kimse ise, o taktirde örfe uygun olarak yesin. Nihayet onlara mallarını geri vereceğiniz zaman, onlara karşı şahit tutun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
NİSÂ SURESİ 6. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Yetimleri, nikâh çağına dek deneyin, ergenlik çağına ulaştıklarını, olgunlaştıklarını gördünüz mü mallarını kendilerine verin. Onların malını israf ederek, yahut büyüyünce geri alırlar diyerek yemeyin. Zengin olan, yetimin malına hiç dokunmasın. Fakir olan, örfe uygun bir miktar yiyebilir. Mallarını geri vereceğiniz vakit bu muâmeleyi tanıklar huzurunda yapın. Allah, gereğince hesap sorucudur ve o, yeter.
Abdulbaki Gölpınarlı