Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّواْ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلا أَخَّرْتَنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدَّنْيَا قَلِيلٌ وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ اتَّقَى وَلاَ تُظْلَمُونَ فَتِيلاً ﴿٧٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e lem tera ilâ ellezîne kîle lehum kuffû eydiye-kum ve ekîmu es salâte ve âtû ez zekâte fe lemmâ kutibe aleyhim el kıtâlu izâ ferîkun min-hum yahşevne en nâse ke haşyeti allâhi ev eşedde haşyeten ve kâlû rabbe-nâ lime ketebte aleynâ el kıtâle lev lâ ahharte-nâ ilâ ecelin karîbin kul metâu ed dunyâ kalîlun ve el âhıratu hayrun li men ittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e mı?
lem tera görmedin
ilâ ...'i, ...'e
ellezîne onlar, ... olanlar
kîle denildi
lehum onlara, kendilerine
kuffû çekin, zarar vermekten vazgeçin
eydiye-kum sizin elleriniz, ellerinizi
ve ekîmu ve ikâme edin, yerine getirin
es salâte namaz
ve âtû ve verin
ez zekâte zekât
fe lemmâ halbuki, ... olduğu zaman
kutibe yazıldı, farz kılındı
aleyhim onlara üzerine
el kıtâlu savaş
izâ olunca, o zaman
ferîkun bir fırka, bir kısım
min-hum onlardan
yahşevne korkarlar
en nâse insanlar
ke gibi
haşyeti korku
allâhi Allah
ev veya
eşedde daha şiddetli, daha çok, daha kuvvetli
haşyeten korku
ve kâlû ve dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
lime niçin
ketebte yazdın, farz kıldın
aleynâ üzerimize
el kıtâle savaş
lev lâ olmaz mı, olmaz mıydı,
ahharte-nâ bizi tehir ettin, erteledin
ilâ ...'e
ecelin ecel, belirli bir vakit
karîbin yakın
kul de, söyle
metâu meta, faydalanma
ed dunyâ dünya
kalîlun az
ve el âhıratu ve ahir, sonraki, âhiret
hayrun ve daha hayırlı
li men o kimse için
ittekâ takva sahibi oldu
ve lâ tuzlemûne ve zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz
fetîlen hurma çekirdeğinin ince lifi kadar, kıl kadar, zerre kadar

Kendilerine: “Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı kılın ve zekâtı verin.” denilen kimseleri görmedin mi? Halbuki onların üzerine savaş yazıldığı (farz kılındığı) zaman, onlardan bir kısmı, (düşmanları olan) insanlardan, Allah’tan korkar gibi veya daha da çok korkarlar ve: “Rabbimiz niçin üzerimize savaşı farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar tehir etseydin (geciktirseydin) olmaz mıydı?” dediler. De ki: “Dünya metaı (menfaati) azdır ve ahiret ise takva sahibi olan kimseler için daha hayırlıdır. Ve siz, kıl kadar (hurma çekirdeğindeki lif kadar bile) zulmedilmezsiniz.”

NİSÂ SURESİ 77. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Baksana o kimselere ki, savaş zamanı değilken kendilerine: "Savaşa sebebiyet vermeyin, namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin!" denilmişti. Sonra onlara savaşma farz kılınınca, onlardan bir kısmı insanlardan, Allah’tan korkarcasına, hatta daha fazla korkup şöyle diyorlar: "Ya Rabbenâ, niçin bize harbi farz kıldın? Bize biraz daha mühlet verseydin ya!" Onlara de ki: "Dünya zevki pek azdır, âhiret ise günahlardan sakınanlar için sırf hayırdır ve size kıl kadar olsun haksızlık yapılmaz."

Suat Yıldırım