RA'D SURESİ 3. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.
وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الأَرْضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْهَارًا وَمِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ فِيهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(zevceyni)
(isneyni) yugşi el leyl en nehâre inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve huve | ve o |
ellezî | ki o |
medde | uzattı, yaydı |
el arda | yeryüzü |
ve ceale | ve kıldı, yaptı (yarattı) |
fî-hâ | orada |
ravâsiye | dağlar |
ve enhâren | ve nehirler |
ve min kulli | ve hepsinden |
es semerâti | ürünler, meyveler |
ceale | kıldı (yarattı) |
fî-hâ | orada |
zevceynisneyni
(zevceyni) (isneyni) |
ikili (zıt cinsten eşler) bir çift
: (zıt cinsli bir çift (dişi+erkek)) : (iki, ikili) |
yugşi | örter |
el leyl | gece |
en nehâre | gündüz |
inne | muhakkak |
fî zâlike | bunda vardır |
le âyâtin | elbette âyetler |
li kavmin | bir kavim için |
yetefekkerûne | tefekkür ederler |
Yeryüzünü uzatıp, yayan O'dur. Orada dağlar ve nehirler kıldı (yarattı, oluşturdu). Orada bütün ürünlerden ikili çiftler (zıt cinsli eşler) yarattı (oluşturdu). Geceyi, gündüze örter. Muhakkak ki; bunda tefekkür eden kavim için elbette âyetler (deliller) vardır.
RA'D SURESİ 3. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
"HÛ", ki arzı yaydı (madde yapıyı - bedeni, kendisindekileri oluşturacak kapasiteyle meydana getirdi; konu dünyanın yuvarlaklığı değil, yeryüzü ve aynı zamanda bedenin yani madde boyutunun kapasitesidir); onda sâbit dağlar (bedenin organları) ve nehirler (bilinçleri besleyen sürekli bilgi akışı - sinir sistemi) oluşturdu. . . Her semerattan (üretilmişten) onların eşi olan ikizini (birimin madde ve ötesi olan yapısını) oluşturdu. . . Geceyi gündüze (cehalet karanlığını ilmiyle aydınlığa, hakikatin seyredildiği yaşama) dönüştürür. . . Gerçek ki, bunlarda tefekkür eden bir topluluk için nice işaretler vardır.
Ahmed Hulusi