RA'D SURESİ 31. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.
وَلَوْ أَنَّ قُرْآنًا سُيِّرَتْ بِهِ الْجِبَالُ أَوْ قُطِّعَتْ بِهِ الأَرْضُ أَوْ كُلِّمَ بِهِ الْمَوْتَى بَل لِّلّهِ الأَمْرُ جَمِيعًا أَفَلَمْ يَيْأَسِ الَّذِينَ آمَنُواْ أَن لَّوْ يَشَاء اللّهُ لَهَدَى النَّاسَ جَمِيعًا وَلاَ يَزَالُ الَّذِينَ كَفَرُواْ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُواْ قَارِعَةٌ أَوْ تَحُلُّ قَرِيبًا مِّن دَارِهِمْ حَتَّى يَأْتِيَ وَعْدُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev enne | ve eğer gerçekten olsaydı bile |
kur'ânen | Kur'ân |
suyyirat | yürüttü |
bi-hi | onunla |
el cibâlu | dağlar |
ev | veya, yahut |
kuttıat | yarıldı (parçalandı) |
bi-hi | onunla |
el ardu | arz, yer |
ev | veya, yahut |
kullime | konuşturuldu |
bi-hi | onunla |
el mevtâ | ölüler |
bel | fakat, ama |
li allâhi | Allah'ın, Allah'a ait |
el emru | emir, işler |
cemîan | bütün, hepsi |
e fe lem | hâlâ olmadı mı |
yey’esi | ümidini kesiyor |
ellezîne âmenû | âmenû olan kimseler |
en | olması |
lev | eğer, ise |
yeşâu allâhu | Allah diler |
le hedâ en nâse | elbette insanları hidayete erdirir |
cemîan | tümünü, hepsini |
ve lâ yezâlu | ve zail olmaz, devam eder |
ellezîne keferû | inkâr eden kimseler, kafir olan kimseler |
tusîbu-hum | onlara isabet eder |
bi-mâ | sebebiyle |
sanaû | yaptılar |
kâriatun | büyük bir musîbet (ceza), felâket |
ev | veya |
tehullu | gelir, iner, girer, hulul eder |
karîben | yakın |
min dâri-him | yurtlarından, evlerinden (yurtlarına, evlerine) |
hattâ | oluncaya kadar |
ye'tiye | gelir |
va'du allâhi | Allah'ın vaadi |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
lâ yuhlifu el mîâde | vaadinden dönmez |
Eğer gerçekten onunla dağlar yürütülen veya onunla yer yarılan veya onunla ölüler konuşturulan bir Kur’an olsaydı bile, bütün işler (emirler) Allah’ındır (Allah’a aittir). Âmenû olanlar hâlâ (onların iman etmelerinden) ümitlerini kesmediler mi? Allah dilemiş olsaydı insanların hepsini elbette hidayete erdirirdi. Kafir olan kimselere, yaptıklarından dolayı büyük bir musibetin (cezanın, felâketin) isabet etmesi veya yurtlarının (evlerinin) yakınına musibetler hulul etmesi, Allah’ın vaadi gelinceye kadar devam eder. Muhakkak ki Allah vaadinden dönmez.
RA'D SURESİ 31. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Kur'ân'la dağlar yürütülse, yahut yeryüzü parçalansa, yahut da ölü konuşsa. Fakat bütün işler, ancak Allah'ın. İnananlar anlamazlar mı ki Allah dileseydi bütün insanları doğru yola sevk ederdi. Kâfir olanlarsa, yaptıklarına karşılık, Allah'ın vaadi yerine gelinceye dek, bir belâya uğrayıp dururlar, yahut da yurtlarına yakın bir yere iner bu belâ. Şüphe yok ki Allah, vaadinden dönmez.
Abdulbaki Gölpınarlı