Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.


مَّثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ أُكُلُهَا دَآئِمٌ وِظِلُّهَا تِلْكَ عُقْبَى الَّذِينَ اتَّقَواْ وَّعُقْبَى الْكَافِرِينَ النَّارُ ﴿٣٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

meselu el cenneti elletî vuide el muttekûne tecrî min tahti-hâ el enhâru ukulu-hâ dâimun ve zillu-hâ tilke ukbâ ellezîne ittekav ve ukbâ el kâfirîne en nâru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
meselu el cenneti elletî o cennetin örneği, durumu, gibi
vuide el muttekûne muttakilere (takva sahiplerine) vaadedilen
tecrî akar
min tahti-hâ onun altından
el enhâru nehirler
ukulu-hâ onun meyvesi
dâimun süreklidir, daimîdir
ve zillu-hâ ve onun gölgesi
tilke işte bu
ukbâ ellezîne ittekav takva sahiplerinin sonu
ve ukbâ el kâfirîne ve inkâr edenlerin sonu, kafirlerin sonu
en nâru ateş

Muttakilere vaadolunan cennet, altından nehirler akan ve onun meyvesi ve gölgesi daimî olan (bahçe) gibidir. İşte bu, takva sahiplerinin sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.

RA'D SURESİ 35. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, özgürce şahsiyetlerini geliştiren, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minlere va’dolunan Cennet, altından ırmaklar akan konaklarıyla, ürünleri ve gölgesi sürekli olan bir yere benzer. İşte bu Allah’a sığınıp emirlerine yapışanların günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranarak, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanların varacağı yerdir. Allah’ı, Allah’a kulluğu ve ibadeti inkâr edenlerin, kâfirlerin, nankörlerin varacağı yer ise ateştir.

Ahmet Tekin