Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَأْتِينَا السَّاعَةُ قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ وَلَا أَصْغَرُ مِن ذَلِكَ وَلَا أَكْبَرُ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ ﴿٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâle ellezîne keferû lâ te'tînâ es sâatu kul belâ ve rabbî le te'tiyenne-kum âlimi el gaybi lâ ya'zubu anhu miskâlu zerretin fî es semâvâti ve lâ fî el ardı ve lâ asgaru min zâlike ve lâ ekberu illâ
(lâ illâ)
fî kitâbin mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâle ve dedi
ellezîne o kimseler, onlar
keferû kâfir oldular, inkâr ettiler
lâ te'tînâ bize gelmez
es sâatu o saat (kıyâmet saati)
kul de ki
belâ hayır
ve rabbî ve Rabbim
le mutlaka
te'tiyenne-kum size gelecek (getirecek)
âlimi bilen
el gaybi gayb, görünmeyen
lâ ya'zubu gizli kalmaz, kalamaz
anhu ondan
miskâlu miskal, ağırlık, miktar
zerretin zerre, en küçük parça
fî es semâvâti semalarda
ve lâ ve yoktur, olmaz
fî el ardı yeryüzünde, yerde
ve lâ ve yoktur, olmaz
asgaru daha küçük
min zâlike bundan
ve lâ ve yoktur, olmaz
ekberu daha büyük
illâ
(lâ illâ)
hariç
: (hariç değil, hariç olmaz, hariç olmamak üzere)
fî kitâbin kitapta, kitabın içinde
mubînin açıkça, apaçık

Ve kâfirler: "O saat (kıyâmet) bize gelmeyecek." dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim, mutlaka onu size getirecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar (bir şey bile) O’ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü dahi hariç olmamak üzere Kitab-ı Mübın (Apaçık Kitab)'ın içindedir."

SEBE SURESİ 3. Ayeti İbni Kesir Meali

Küfredenler dediler ki: Kıyamet saatı bize gelmeyecektir. De ki: Hayır, gaybı Rabbıma andolsun ki; o saat muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Ondan daha küçüğü de, büyüğü de istisnasız, mutlaka apaçık kitabtadır.

İbni Kesir