SEBE SURESİ 3. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَأْتِينَا السَّاعَةُ قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ وَلَا أَصْغَرُ مِن ذَلِكَ وَلَا أَكْبَرُ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ ﴿٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(lâ illâ) fî kitâbin mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle | ve dedi |
ellezîne | o kimseler, onlar |
keferû | kâfir oldular, inkâr ettiler |
lâ te'tînâ | bize gelmez |
es sâatu | o saat (kıyâmet saati) |
kul | de ki |
belâ | hayır |
ve rabbî | ve Rabbim |
le | mutlaka |
te'tiyenne-kum | size gelecek (getirecek) |
âlimi | bilen |
el gaybi | gayb, görünmeyen |
lâ ya'zubu | gizli kalmaz, kalamaz |
anhu | ondan |
miskâlu | miskal, ağırlık, miktar |
zerretin | zerre, en küçük parça |
fî es semâvâti | semalarda |
ve lâ | ve yoktur, olmaz |
fî el ardı | yeryüzünde, yerde |
ve lâ | ve yoktur, olmaz |
asgaru | daha küçük |
min zâlike | bundan |
ve lâ | ve yoktur, olmaz |
ekberu | daha büyük |
illâ
(lâ illâ) |
hariç
: (hariç değil, hariç olmaz, hariç olmamak üzere) |
fî kitâbin | kitapta, kitabın içinde |
mubînin | açıkça, apaçık |
Ve kâfirler: "O saat (kıyâmet) bize gelmeyecek." dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim, mutlaka onu size getirecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar (bir şey bile) O’ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü dahi hariç olmamak üzere Kitab-ı Mübın (Apaçık Kitab)'ın içindedir."
SEBE SURESİ 3. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Ama küfürde direnenler "(Kıyamet) Saati asla gelip bizi bulmayacak!" dediler. De ki: "Hayır, Rabbime andolsun ki o mutlaka gelip sizi bulacaktar!" O, idraki aşan hakikatleri bilendir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun bilgisinden kaçıp kurtulamaz: İster bundan daha küçük olsun, ister daha büyük; bütün bunlar kesin ve net bir yazılım ve yasayla kayıt altına alınmıştır.
Mustafa İslamoğlu