Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.


لَا يُؤْمِنُونَ بِهِ حَتَّى يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ ﴿٢٠١﴾


ŞUARÂ SURESİ 201. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâ yu'minûne bi-hî hattâ yeravu el azâbe el elîme
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâ yu'minûne inanmazlar, mü'min olmazlar
bi-hî ona
hattâ oluncaya kadar, olmadıkça
yeravu görürler
el azâbe azap
el elîme elîm, acı

Onlar elîm azabı görmedikçe O’na îmân etmezler (mü’min olmazlar, Allah’a ulaşmayı dilemezlerdi).

ŞUARÂ SURESİ 201. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.

Diyanet İşleri

Fakat elemli azâbı görmedikçe inanmazlar ona.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Adem Uğur

Feci azabı görünceye kadar Ona iman etmezler.

Ahmed Hulusi

Can yakıp inleten müthiş azâbı görmedikçe onlar Kur’ân’a iman etmeyecekler.

Ahmet Tekin

Acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Ahmet Varol

Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Ali Bulaç

O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur’ân’a iman etmezler.

Ali Fikri Yavuz

(200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.

Bekir Sadak

(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.

Celal Yıldırım

(200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.

Diyanet İşleri (eski)

(200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Diyanet Vakfi

Acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Edip Yüksel

İyman etmezler ana tâ o elim azâbı görecekleri deme kadar

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar acı azabı görecekleri zamana kadar ona iman etmezler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

(200-201) Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (Okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onlar acıklı azabı görmedikçe ona inanmazlar.

Seyyid Kutub

Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Gültekin Onan

o pek çetin azâbı görecekleri (âna) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur'ana) inanmazlar.

Hasan Basri Çantay

Elemli bir azâbı görmedikçe ona îmân etmezler.

Hayrat Neşriyat

Elim azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

İbni Kesir

o can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmayacaklardır.

Muhammed Esed

O pek acılı azabı görünceye değin ona (Kur'an'a) imân etmezler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onlar o acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Ömer Öngüt

Acı azabı görünceye kadar yine de ona inanmazlar.

Şaban Piriş

(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.

Suat Yıldırım

Acı azâbı görünceye kadar da ona inanmazlar.

Süleyman Ateş

Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Tefhim-ul Kuran

Öyle ki, acı azabı görmedikçe iman etmezler.

Ümit Şimşek

Acıklı azabı görünceye değin ona inanmazlar.

Yaşar Nuri Öztürk

Fakat yine de can yakıcı azabı görünceye kadar, O'na inanmazlar.

Abdullah Parlıyan

(200-201) Onu, günahkârların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Bayraktar Bayraklı

(200-201) Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Cemal Külünkoğlu

Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

Kadri Çelik

(Onun Kelâmımız olduğunu gösteren apaçık ve reddedilemez delillere rağmen,) can yakıcı azapla karşı karşıya gelinceye kadar ona inanmayacaklardır.

Ali Ünal

Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

Harun Yıldırım

Can yakıcı bir azabı görünceye kadar bu (vahye) iman etmeyecekler;

Mustafa İslamoğlu

Acı azabı görmedikçe ona inanmıyorlar.

Sadık Türkmen

Onlar acıklı azabı görünceye kadar, o kitaba inanmazlar.

İlyas Yorulmaz

Onlar elîm azabı görmedikçe O’na îmân etmezler (mü’min olmazlar, Allah’a ulaşmayı dilemezlerdi).

İmam İskender Ali Mihr