TÂHÂ SURESİ 47. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِّن رَّبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe'tiyâ-hu
fe
kûlâ
in-nâ
resûlâ
rabbi-ke
fe
ersil
mea-nâ
benî isrâîle
ve lâ tuazzib-hum
kad
ci'nâ-ke bi
âyetin
min rabbi-ke
ve es selâmu
alâ men ittebea
el hudâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe'tiyâ-hu | o halde (ikiniz) ona gidin |
fe | o zaman, öyleyse, böylece, ve |
kûlâ | ikiniz söyleyin |
in-nâ | muhakkak ki biz |
resûlâ | iki resûl, iki elçi |
rabbi-ke | senin Rabbin |
fe | artık |
ersil | gönder |
mea-nâ | bizimle beraber |
benî isrâîle | İsrailoğulları |
ve lâ tuazzib-hum | ve onlara azap etme |
kad | olmuştu, oldu |
ci'nâ-ke bi | sana getirdik |
âyetin | âyet, mucize |
min rabbi-ke | senin Rabbinden |
ve es selâmu | ve selâm |
alâ men ittebea | tâbî olanlara |
el hudâ | hidayet |
O halde ikiniz ona gidin ve ona şöyle söyleyin: “Muhakkak ki biz, senin Rabbinin iki resûlüyüz. İsrailoğulları’nı artık bizimle beraber gönder ve onlara azap etme! Sana Rabbinden âyet (mucize) getirdik. Ve hidayete tâbî olanlara selâm olsun.”
TÂHÂ SURESİ 47. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Ona gidin de deyin ki: «Biz şüphen olmasın ki Rabbın elçileriyiz; artık israil oğulları'nı bizimle gönder de onlara azâb etme; gerçekten sana Rabbinden bir mu'cizeyle geldik. Selâm doğru yola uyana olsun.»
Celal Yıldırım