TEVBE SURESİ 10. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
لاَ يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلاًّ وَلاَ ذِمَّةً وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
lâ yerkubûne
fî
mu'minin
illen
ve lâ
zimmeten
ve ulâike
hum
el mu'tedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâ yerkubûne | gözetmezler |
fî | hakkında |
mu'minin | bir mü'min |
illen | bir yakınlık, bir akrabalık veya bir ahd |
ve lâ | ve olmaz |
zimmeten | bir zimmet, ahdden doğan bir hak |
ve ulâike | ve işte onlar |
hum | onlar |
el mu'tedûne | hakka tecavüz edenler, haddi aşanlar |
Mü’minler hakkında bir yakınlık ve bir zimmet gözetmezler (mü'minlerin alacaklarını ödemezler). İşte onlar, onlar hakka tecavüz edenler (haddi aşanlar)dır.
TEVBE SURESİ 10. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Bir mü'min için ne bağlayıcı bir yükümlülük, ne de anlaşma ve yakınlıktan doğan bir sorumluluk gözetiyorlar. İşte böyleleri, haddi aşanların ta kendisidirler.
Mustafa İslamoğlu