Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


وَجَاء الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٩٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve câe el muazzirûne min el a'râbi lî yu'zene lehum kaade ellezîne kezebû allâhe ve resûle-hu se yusîbu ellezîne keferû min-hum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve câe ve geldi
el muazzirûne özür beyan edenler, bahane edenler
min el a'râbi bedevî Araplardan, göçebe yaşayan Araplardan
lî yu'zene izin verilmesi için
lehum onlara
kaade oturdu (geri kaldı)
ellezîne kezebû allâhe Allah'a yalan söyleyenler
ve resûle-hu ve onun resûlü
se yusîbu isabet edecek
ellezîne keferû kâfir olanlar
min-hum onlardan
azâbun elîmun elîm (acı) azap

Ve bedevî Araplar’dan onlara izin verilmesi için özür beyan edenler ve Allah’a ve O’nun Resûl’üne yalan söyleyerek oturup, (geri) kalan kimseler geldiler. Onlardan kâfir olanlara elîm (acı) azap isabet edecek.

TEVBE SURESİ 90. Ayeti Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali

Bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah'a ve Resulüne yalan söyleyenler de oturdular kaldılar. Bunlardan kâfir olanlara acıklı bir azap isabet edecektir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)